25 Mart 2013 Pazartesi

SÖZ MECLİSTEN İÇERİ


Naim PINAR
naimpinar@gmail.com

SÖZ MECLİSTEN İÇERİ
1960 Kıbrıs Cumhuriyeti’nde 3 yılda olaylar patlak vermiş, her iki toplumun arasına yeniden kara kediler girmişti. Toplumun sırtından topuz eksik olmasın diye, 21 Aralık 1963’den sonra seçilmişlerimiz önce “Genel Komite (Koordinasyon Komitesi) adında bir örgütlenmeye gitmişler daha sonra ise yasama ve yürütme işlerinin tek elde toplanmasını içeren on dokuz maddelik “Kıbrıs Türk Yönetimi Temel Kuralları” ilan edilerek “Kıbrıs Geçici Türk Yönetimi” kurulmuştur. Bu yeni düzenlemeyle, Kıbrıs Cumhuriyeti’ndeki Cumhurbaşkanı Muavini, Türk Yönetimi Başkanı, Cemaat Meclisi Başkanı da Başkan Yardımcısı olmuş, Kıbrıs Cumhuriyeti Temsilciler Meclisi’nde görev yapan 15 Türk üye ile Cemaat Meclisi’nin 30 üyesi birleşerek “Yönetim Meclisi” adı altında toplanmıştı.
***
Toplumun durumu ise; Eokacıların saldırıları sonucu köylerinden göç eden göçmenlerin sorunları başta olmak üzere tek kelimeyle “sefalet” olarak özetlenebilir. Fakat bu dönemde “Yönetici” Kahramanlarımız ve aileleri “Sefahat” içerisindedirler. Toplum çeşitli sıkıntılar içerisinde kıvrana dursun, “Liderlik” ve “reysiz” seçilmişler toplumsal hiçbir soruna el atmıyor, Rauf R.Denktaş ve Glafkos Klerides toplumlar arası görüşmelerde ayak sürüyor, Büyük Liderimiz Dr. Küçük ve “reysiz” vekiller de ancak kokteylli balolarda boy gösteriyorlardı.  Halk sefaletgahlarına ise uğrayan yoktu. 28 Ekim 1968 tarihinde halkın sesine kulak veren demokrat çizgideki aydınların kurduğu haftalık bağımsız gazete “Savaş” ilk sayısını yayınlar. Savaş Gazetesi’nin sahibi Özker Yaşın, gazetesinde dönemin yöneticilerine hiciv dolu şiirler yazmakta, halkın sıkıntılarını dile getirmektedir. “Demeden Edemediklerim” başlığı altında yazdığı yazılarda anne ve babasının mesleği olan terzilikten yola çıkarak “Terzioğlu” takma adını kullanır.
***
Bugün halen vekillerimiz, toplumsal sorunlara karşı savaş yıllarındaki kadar duyarsız ve saygısızdır. Üstelik KKTC Meclisi, laik ve demokrat olduklarını her fırsatta nutuk atarak haykıranlarla doludur. Yani hiç dolu görmedik belki ama söz gelimi işte! Özker Yaşın’ın o günlerin zor koşullarında “Liderliğe” karşı yapmış olduğu cesurca eleştirilere hayran kaldım. Bu hayranlığım beni, “Savaş Gazetesi”nin nerdeyse tüm sayılarını okumaya itti. Ve gördüm ki; günümüz vekilleri ile 1968 dönemi vekilleri arasında hiçbir mantalite farkı yok, aynı tas aynı hamam... Bugün meclise ara sıra uğrayan ve burayı kahvehaneden öte görmeyenler, geceleri kokteylli balolarda başrolde olanlar, iftar yemekleri sonrası bir-iki tek atanlar, gerekirken susanlar, gerekmezken gürleyenler…
***
 Vekilliğin halkın hizmeti için bir ehliyet olduğunu unuturlar. Ama seçimler yaklaştıkça da tedirginlik yaşarlar. Bazıları emekten yana nutuk çekerler, bazılarıysa vatan millet Sakarya havalarında takılırlar. Benim iddiam şu dur ki; bu seçimlerde tesbih çekip, propaganda için yeşil, turuncu, kırmızı ve mavi fes dağıtan ve üç Kulvu Allah Bir Elham ile konuşmasına başlayan adaylar göreceğiz. Eğer ki iddiam da yanılırsam anlayın ki Türkiye’de iktidar değişmiştir!
 18 Kasım 1968 tarihinde Özker Yaşın’in Savaş Gazetesi’nde yayınlanan “Rahat Bırakın Bizi” başlıklı şiiri bugünlerimize ışık tutmaktadır. Bugün siyasetin toplumsal sorunlara karşı duyarsızlığı ve halkına karşı saygısızlığı konuşulurken, siyasal deneyimlerimizin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anlıyoruz. KKTC Meclisi’nin artık Kıbrıslı Türkleri temsil ettiğini söylemek zor. Reylerimizle seçtik ama transferleri hesaba katmadık. Adlarına mebus, vekil dedik. Fakat vekâlet ettikleri yurttaşın hakları değil, yandaşın çıkarları oldu. Halkın gailesi onların eğlencesi oldu. Cesaretine ve dizelerine hayran olduğum vizyon sahibi  Özker Yaşın’ın bu şiirinde yazdığı gibi;

Rahat Bırakın Bizi
Ulusal Hödükler memleketinde seçimler yapılacağına dair bir haber yayılınca sayıları 200’e yaklaşan mebuslar hep bir ağızdan aşağıdaki şiiri okudular. Bu mebuslar ile yaşadığımız memleketin mebusları arasında hiç bir ilişki olmadığını bir kere daha açıklarız.

Adımız mebus konmuş, önemli kişileriz,
Gerekirken konuşmaz, gerekmezken gürleriz,
Yılda bir toplanarak müddeti erteleriz…
Kaç yıldır dayandınız, az daha sıkın dişi,
Rahat bırakın bizi, kapalım yetmişbeşi…
***
Mecliste para için yaman bir güreş oldu,
Onaltıyken aylıklar şimdi yetmişbeş oldu,
Piyango çıkmış gibi yaşamak beleş oldu…
Bu tip bir mebusluğun dünyada yoktur eşi,
Rahat bırakın bizi, kapalım yetmişbeşi…,
***
Kapıldık gidiyoruz sekiz yıldır bir sele,
Davetliyiz her gece bir büyük kokteyle,
Şu SAVAŞ nereden çıktı, alıyor bizi tele,
Hatırlarsın topuzla yürütülen geçmişi,
Rahat bırakın bizi, kapalım yetmişbeşi…
***
Göçmenler dertlerini halletsinler, bize ne?!
İşte yollar açıldı dönsünler köylerine,
Tayinle mebus olduk, lüzum yok reylerine…
İnsan çok üzülürse fazla gelirmiş çişi,
Rahat bırakın bizi, kapalım yetmişbeşi…
***
Yarın yine baştayız sallayarak bir nutuk,
Bu cav cuv dalgasında hepinizi uyuttuk,
Yıllar var ki Meclisin yolu nerede unuttuk…
İnşallah uzaktadır şu tatsız seçim işi,
Rahat bırakın bizi, kapalım yetmişbeşi…1

Özker Yaşın, bu dizeleri uygun görmüş, o savaş ve yokluk yıllarında bundan çıkar elde ederek halkı ezenlere, toplumun sırtına basmaya pek hevesli olanlara…
Ben de söz meclisten içeri diyorum…

DİPNOT

1Girne Milli Arşivi, Savaş Gazetesi, “Demeden Edemediklerim”, 18 Kasım 1968, Sayı:4, Sayfa:3







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder