Naim PINAR
naimpinar@gmail.com
“ANA
KUZUSU”
(
I )
26 Nisan 2015 KKTC Cumhurbaşkanı seçimlerinin ikinci
turunda seçmenin % 60.50’sinin desteğini alan Mustafa Akıncı, 4.
Cumhurbaşkanımız oldu. Akıncı, zafer konuşmasında bu başarıyı tüm halkın
paylaşması gerektiğini söyledi. İnönü Meydanı’nda toplanan kalabalığa hitap
ettiği konuşmasında, propaganda süresi boyunca ortaya koyduğu vizyon ve
söylemlere yönelik Kıbrıslı Türklere bir kez daha taahhütte bulundu. Gazeteler
manşetlerinde bir devrin sonu, statükonun sonu vb. başlıklar attı. Ciddi bir oy
oranı ile seçmenin desteğini alan Akıncı, değişimden, barıştan ve Türkiye ile
kişilikli ilişkiden yana olan tavrına vurgu yapmıştı.
4. Cumhurbaşkanımız olan Mustafa Akıncı daha
mazbatasını almadan Haber Türk’e konuk olduğu canlı yayında TC Cumhurbaşkanı
Tayip Erdoğan’ın "İki kardeş
ülkeyiz dediği zaman çok farklı şeyler ortaya çıkar. Sayın Cumhurbaşkanının
ağzından çıkanı kulaklarının duyması lazım. Dolayısıyla kardeş olarak bile
çalışmanın şartları vardır. Yavru ve Ana Vatan olarak çalışmanın da bir bedeli
vardır. Biz Kuzey Kıbrıs'ta bedel ödedik. Ondan sonra buranın imarı için, hala
bu süreci devam ettirmek için bizim yıllık oraya yaptığımız ödeme 1 milyar
dolar civarındadır. Bu rakamlar ciddi noktalarda. Hiçbir zaman burayı
görmemezlikten gelmedik. Bu kavgayı tek başına verebileceğini mi düşünüyor.
Dikkat etsinler " sözleriyle bir anda “Ana -Yavru Vatan” polemiği ortaya çıktı.
Medya üzerinden Erdoğan- Akıncı tartışması
sıcaklığını yitirmeden bu kez de A-Haber kanalında ‘Yüzde Yüz Siyaset’
programına katılan AK Parti İstanbul Milletvekili ve TBMM Anayasa Komisyonu
Başkanı Burhan Kuzu, ‘‘Rum tarafı senin (Akıncı) gelmeni istiyorsa burada bir
yamukluk var. Bu mantık çok yürümez. Bu mantıktan giderek eğer bizi AB’ye
alırlar diye düşünüyorsa onu rüyasında görür. Kuzeyi AB’ye asla asla almazlar
evvela onu bilsin. AB’nin geleceği yok. AB’nin demokrasisi hukukun üstünlüğü o
konuda tamam kendi alacaklarımızı yerel olarak alırız. AB’nin ekonomik birlik
olarak geleceği yok. Yeraltı kaynaklarını bitirmiş bir Avrupa nüfusu gittikçe
tükeniyor. Savunması yok. ABD geliyor Ortadoğu’nun kafasına vuruyor ekmeğini
alıp yiyor. Bunların savunması da yok. Akıncı neyine güvenip de bizimle kötü
olmaya kalkıyor onu anlayamıyorum. İnsan
haddini bilir. Biz gelip Akıncı’ya şunu yap bunu yapma diye talimat verecek
halimiz yok. Yunanistan, Rum’dan önce bize yakın olmalısın eğer ayakta
kalabileceksen. Sana rağmen biz gelir seni kurtarırız. Cumhurbaşkanı Erdoğan
Akıncı’ya az bile söylemiş. Akıncı Rumları çok beğeniyorsa gidip Rum tarafında
yaşasın” diyerek hem Kıbrıslı Türklerin iradesine saygısızlık etmiş hem de AKP
hükümetinin Kıbrıs politikasının çözüm yolundan oldukça uzakta olduğunun ilk
sinyallerini vermiştir.
Yavru- Ana polemiği olarak başlayan tartışmalar,
Kıbrıs ve TC gündemine bir anda oturmuştur. Bu bağlamda bugün yaşadığımız
olayları daha iyi etüt etmek ve 1974 sonrası ilk kez 1986’da Türkiye’den “Özal
Paketi” olarak “Yavru”ya sunulan ekonomik programa nasıl gelindiğini takip
etmek için 1974-1985 yılları arasındaki Kuzey Kıbrıs’ın ekonomik ve siyasi
durumuna bakmalıyız. 1974 Sonrası hamasetin hâkim olduğu Kuzey Kıbrıs yönetimi
ile TC arasında sağlıklı bir ilişki kurulamamıştır. Milli duygular ile
“Anavatan”a methiyeler düzmek iktidara hâkim olmak için olmazsa olmazlar
arasındaydı. Ekonomik yapılanma ise plan ve programdan yoksundu. 1974’den 1985
yılına değin plansızlık, hırsızlık ve adaletsizlik hız kesmeden Kuzey Kıbrıs’a
milli söylem şırıngasıyla enjekte edildi.
20 Haziran 1976 genel seçimlerine giderken
milliyetçi söylemler konjöktürle tamamen örtüşmekteydi. Sefil durumdaki göçmenlerin
çoğunun ekonomik durumu göz ardı edilebilirdi. Amaç iktidara milli cephenin
istediği kişilerin seçilmesiydi. Burada Türkiye’nin de siyasi desteği milli
cephenin işine yaramaktaydı. Hamasetten uzak toplumsal gaileleri olan
muhalefetin ise işi oldukça zordu. Yeni yeni yapılanmaya başlayan devlet
kurumlarına istihdam hamaset solisti politikacıların seçilme garantisi için
büyük bir silahtı. 28 Haziran 1981 genel seçimlerine girerken bu kez TC
yardımları daha fazlaydı. Fakat savaş yorgunu Kıbrıslı Türklerin sıkıntıları
gittikçe artmaktaydı. Yine milli söylemler hâkimdi. Fakat artık bir de sosyal
demokrat milliyetçi bir kesim de işi öğrenmişti. Ekonomik ve sosyal planlama
ise halen ortalarda yoktu. Kavga daha çok milli söylemlerle iktidara gelenlerin
TC’den gelen yardımları çar çur etmeleri ve toplumsal faydadan uzak olmaları
üzerine kurulmuştu.
23 Haziran 1985 genel seçimlerine gelindiğinde ise
artık işler çığırından çoktan çıkmıştı. İlk kez Dr. Derviş Eroğlu Hükümet
kuracak ve toplumun bugün devrildiğine kanaat getirdiği statüko denilen yapının
esas mühendisi olarak sahne alacaktı. İstihdam ve TC’den gelen ekonomik
yardımlar bu seçimler öncesi oldukça hoyrat ve adaletsizce dağıtılacaktı. Sonucunda ise 1985 tarihine
gelindiğinde, Güney Kıbrıs Rum
Yönetiminin Milli geliri 2 milyar dolar iken KKTC milli geliri 200 milyon
dolarlarda kalacak ve toplum ciddi ekonomik buhran dönemine adım atacaktı. 1985’te
KKTC Ekonomisinin Genel Görünümü tablo 1’deki gibidir.
1985 KKTC Ekonomisinin Genel Görünümü Tablo 1
|
|
1985
KKTC Nüfusu : 150 BİN
|
|
ÇALIŞAN
NÜFUS : 58 BİN
|
|
Tarımda
|
21 Bin
|
Sanayide
|
5 Bin
|
Ticarette
|
4 Bin
|
Ulaştırmada
|
4 Bin
|
Devlet Hizmetinde
(Kamu)
|
13 Bin
|
KKTC
EKONOMİSİNDE TARIMIN AĞIRLIĞI
|
|
Milli Gelirde
|
% 20
|
Nüfusta
|
% 60
|
İstihdamda
|
% 36
|
İhracatta
|
% 85
|
ÜRETİM
|
|
Hububat
|
90 Bin Ton
|
Yem Bitkisi
|
35 Bin Ton
|
Narinciye
|
185 Bin Ton
|
SANAYİ
KURULUŞU: 298 ADET
|
|
Gıda
|
57
|
Tekstil-Ayakkabı
|
49
|
Tarım Aleti
|
35
|
Madeni Eşya
|
32
|
Plastik Eşya
|
17
|
ÜRETİM
DEĞERİ
|
|
Tarım
|
10.7 Milyar Lira
|
Sanayi
|
10 Milyar Lira
|
Yatırım
|
8.8 Milyar Lira
|
Milli Gelir
|
41.2 Milyar Lira
|
KKTC
Milli Geliri
|
200
Milyon Dolar
|
1974’den sonra uzun müddet bütçenin hâkim milli
siyasi erkin evlerinde yapıldığını biliyoruz. 1976’da CTP’nin “Bütçe Meclise” ,
“Sosyal Güvence” vb. söylemleri bugün CTP tarafından tarihsel gurur ve övünç kaynağı
olarak halen kullanılmaktadır. Buna rağmen muhalefetin de tıpkı milliyetçi
kanat gibi ekonomik bir programı yoktur. Slogan ve eylem üzerine keskin bir
muhalefet vardır. Fakat Kuzey Kıbrıs’ın geleceği sadece çözüme mahkûm
edilmiştir. Kuzey Kıbrıs’ın 1974’den 1985’e kadarki bütçesi, personel giderleri
ve Türkiye’nin yapmış olduğu yardımların toplamı tablo 2’de görüldüğümüz üzere her seçim dönemi
personel giderleri kalemi ve “Anavatan”dan yardım talebi artmaktadır. 1985
tarihiyle Türkiye Başbakanı Turgut Özal, “Daha güçlü bir Yavru Vatan için”
hazırladığı “Ekonomik Paketi” çantasına koymuştu. 1985 yılında nüfusumuzun 150 Bin civarı
olduğunu düşünürsek. Küçücük bir “Yavru”ya ekonominin kötü gidişinin faturası
kesilmek isteniyordu. Burada “Ana”nın 1976 sonrası 10 yıl boyunca hamasete
yenik düşmesi ve milli solistlerimizin yarattığı yıkım gözden kaçmamalıdır.
1974-1985
Kuzey Kıbrıs Bütçe-Personel Gideri Ve T.C. Yardımları Tablo 2
|
|||
YIL
|
BÜTÇE
|
PERSONEL
GİDERİ
|
T.C.
YARDIMLARI
|
1974
|
508 Milyon TL
|
459 Milyon TL
|
480 Milyon TL
|
1975
|
1 Milyar 51
Milyon TL
|
692 Milyon TL
|
435 Milyon TL
|
1976
|
1
Milyar 126 Milyon TL
|
864
Milyon TL
|
450
Milyon TL
|
1977
|
1 Milyar 467
Milyon TL
|
650 Milyon TL
|
426 Milyon TL
|
1978
|
1 Milyar 592
Milyon TL
|
907 Milyon TL
|
551 Milyon TL
|
1979
|
2 Milyar 240
Milyon TL
|
1 Milyar 240
Milyon TL
|
695 Milyon TL
|
1980
|
4 Milyar 469
Milyon TL
|
2 Milyar 052
Milyon TL
|
1 Milyar 945
Milyon TL
|
1981
|
6
Milyar 165 Milyon TL
|
2
Milyar 240 Milyon TL
|
3
Milyar 635 Milyon TL
|
1982
|
18 Milyar Türk
Lirası
|
6 Milyar Türk
Lirası
|
5 Milyar 565
Milyon TL
|
1983
|
29 Milyar Türk
Lirası
|
9 Milyar 380
Milyon TL
|
11 Milyar 235
Milyon TL
|
1984
|
33 Milyar Türk
Lirası
|
16 Milyar 600
Milyon TL
|
-------------------------------
|
1985
|
40
Milyar 800 Milyon TL
|
23
Milyar 900 Milyon TL
|
-------------------------------
|
Kuzey Kıbrıs’ın 1975’den 1985’e kadar geçen 10
yıllık sürede ticari durumunu yansıtan tablo 3’e baktığımız zaman durum
daha da acıdır. Her yıl ticaret açığı ciddi artış göstermektedir. Tabii ki ne
hikmetse bilinmez her genel seçim dönemi ticari açığımızın grafiği tırmanış
göstermektedir.
1975-1985
Kuzey Kıbrıs Ticaret Durumu Tablo 3
|
|||
YIL
|
İTHALAT
|
İHRACAT
|
TİCARET AÇIĞI
|
1975
|
449 Milyon TL
|
151 Milyon TL
|
298 Milyon TL
|
1976
|
1
Milyar 057 Milyon TL
|
252
Milyon TL
|
805
Milyon TL
|
1977
|
1 Milyar 502
Milyon TL
|
453 Milyon TL
|
1 Milyar 049
Milyon TL
|
1978
|
1 Milyar 847
Milyon TL
|
607 Milyon TL
|
1 Milyar 240
Milyon TL
|
1979
|
3 Milyar 345
Milyon TL
|
1 Milyar 319
Milyon TL
|
2 Milyar 026
Milyon TL
|
1980
|
7 Milyar 085
Milyon TL
|
3 Milyar 345
Milyon TL
|
3 Milyar 740
Milyon TL
|
1981
|
11
Milyar 761 Milyon TL
|
4
Milyar 039 Milyon TL
|
7
Milyar 722 Milyon TL
|
1982
|
19 Milyar 490
Milyon TL
|
6 Milyar 209
Milyon TL
|
13 Milyar 281
Milyon TL
|
1983
|
31 Milyar 776
Milyon TL
|
9 Milyar 884
Milyon TL
|
21 Milyar 892
Milyon TL
|
1984
|
49 Milyar 537
Milyon TL
|
14 Milyar 195
Milyon TL
|
35 Milyar 342
Milyon TL
|
1985
|
74
Milyar 833 Milyon TL
|
24
Milyar 197 Milyon TL
|
50
Milyar 636 Milyon TL
|
1974 -1985 yılları arasında iktidara hâkim olanlar
ne zaman birileri objektif bir eleştiri yöneltse hemen yaftayı vuruyor, hain,
Rumcu edebiyatı yapıyorlardı. Topluma gelecek ile ilgili gerçekçi plan ve
programlar sunmak yerine, 1974 öncesini unutmayın diyorlardı ve geçmişten dem
vurup korku salıyorlardı. 1985 yılında KKTC’nin turizm sektörü nerdeyse yok
gibidir. 1985 tarihi itibarıyla “turizm
sektöründeki istihdam sadece 1,251’dir.”1
Kuzey Kıbrıs’ın ekonomisinin en büyük lokomotif sektörü olarak gösterilen
Turizm’de durum; 1975-1985 yılları arasındaki 10 yıllık sürede tablo
4’de verilen değerlerle sınırlıydı.
1975-1985 Kuzey
Kıbrıs Turizmi
Tablo 4
|
||||
YIL
|
TÜRK TURİST
|
YABANCI TURİST
|
TOPLAM
|
TURİZM GELİRİ
|
1975
|
61,129
|
6,685
|
67,814
|
350 Milyon TL
|
1976
|
85,298
|
7,768
|
93,066
|
520 Milyon TL
|
1977
|
108,16
|
5,130
|
113,146
|
840 Milyon TL
|
1978
|
104,738
|
8,172
|
112,910
|
847 Milyon TL
|
1979
|
95,115
|
13,286
|
108,401
|
1 Milyar 566
Milyon TL
|
1980
|
69,808
|
14,703
|
84,511
|
1 Milyar 800
Milyon TL
|
1981
|
62,660
|
15,474
|
78,134
|
2 Milyar 700 Milyon
TL
|
1982
|
65,018
|
22,611
|
87,629
|
4 Milyar 500
Milyon TL
|
1983
|
78,467
|
20,467
|
98,934
|
5 Milyar 900
Milyon TL
|
1984
|
93,413
|
19,905
|
113,318
|
14 Milyar 793
Milyon TL
|
1985
|
103,791
|
21,284
|
125,075
|
21 Milyar 814
Milyon TL
|
Güney Kıbrıs’ta kişi başına düşen gelir 1985-1986
yıllarında 4 bin dolardan 5 bin dolarlara tırmanırken, Kuzey de ise kişi başına
düşen gelir aynı yıllarda 1500 dolardan 1000 dolara doğru inmekteydi.2
1974-1985 arası dönemde Kuzey Kıbrıs’ın kişi başına düşen milli gelir düzeyini
tablo 5’den takip edebiliriz. 1986 yılında “Ana”nın 20 Temmuz kutlamaları için
“Kuzu”sunu ziyarete geleceğini açıklayan Başbakan Özal, “daha güçlü bir yavru
vatan için” sloganlarıyla karşılanacaktı. Toplumsal olarak gelirimiz gittikçe
düştüğü, hayatın pahalandığı bir dönemde “Anamız” elinde ilk göç yasası
denebilecek bir ekonomik paket ile birlikte gelmiştir.
Girne Milli Arşivi’nde bu konu üzerine tarama
yaparken dönemin gazetelerinde oldukça ironik ve siyasi magazin sayılan bir
haber dikkatimi çekti. Bugün bizlere “besleme”, Cumhurbaşkanımıza “ağzından
çıkanı kulağın duysun” vb hakaretleri diyecek kadar kendisinde lütuf bulan
anlayışın nasıl bizim politikacılarımız yüzünden bu hale geldiğini yansıtan bir
haberdi bu. Başlık, “Bakanlar Nasıl
Şişmanlıyor ?” olarak atılmıştı. Dönemin Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı
Mustafa Erbilen’in “Şaraba, Bakan olduktan sonra başladığı ve 15 kilo aldığı
yazıyordu. Devamında da diğer
bakanlardan örnekler resimleriyle “Before / After” klasiği çerçevesinde
verilmekteydi. UBP’den istifa eden ve yeni bir parti kuran İrsen Küçük için ise
Bakanlık yaptığı dönem ve vatandaş olarak İrsen Küçük değerlendirmeye
alınıyordu. Vatandaş İrsen Küçük bakanlığı bırakınca 20 kilo vermiş deniyor ve
zayıflamış resmi kullanılıyordu. Bu konuyu ne kadar tasvir etsem olmayacak. En
iyisi gazetenin o sayfasını siz değerli okuyucularımızla paylaşmak diye
düşündüm. Geçen hafta başı yaşanan
“Anavatan ve Yavru Vatan” polemiği ile başlayan süreç uzun süre devam edeceğe
benziyor. Zira Türkiye iktidarına hâkim olan anlayış, 2000’lerin başında
“Kıbrıs stratejik bir davadır” diyor ve rahmetli Cumhurbaşkanımız Rauf Raif
Denktaş’ı hamasetle suçluyordu. Şimdi ise biz bedel ödedik, kan döktük
denilerek aslında Kıbrıs politikasında Türkiye’nin çözüm ekseninden
uzaklaştığının ilk emarelerini dışa vuruyorlar. Gelecek hafta ilk göç yasası
olarak değerlendirilebilecek “Ana”nın “Kuzu”suna dayattığı ilk “Ekonomik
Paketi” değerlendireceğiz…
1974-1985
arasında Kuzey Kıbrıs’ta Kişi Başına Düşen Milli Gelir Tablo
5
|
|
YIL
|
KİŞİ BAŞINA DÜŞEN MİLLİ GELİR
|
1974
|
14,342 TL (Dolar
Bazında Hesaplanamadı)
|
1975
|
21,021 TL (Dolar
Bazında Hesaplanamadı)
|
1976
|
26,916 TL (Dolar
Bazında Hesaplanamadı)
|
1977
|
26,279 TL (Dolar
Bazında Hesaplanamadı)
|
1978
|
U.S Dolar:
1463 (27,472 TL)
|
1979
|
U.S Dolar:
1556 (28,350 TL)
|
1980
|
U.S Dolar:
1561 (28,396 TL)
|
1981
|
U.S Dolar:
1435 (25,985 TL)
|
1982
|
U.S Dolar:
1361 (28,514 TL)
|
1983
|
U.S Dolar:
1322 (28,491 TL)
|
1984
|
U.S Dolar: 1200
|
1985
|
U.S Dolar: 1100
|
Dipnotlar
1 Girne Milli
Arşivi, Günaydın Kıbrıs Gazetesi, Barış
Harekâtı Sonrasında Kuzey Kıbrıs’ın Ekonomik Durumu, -Yorgun Topraklar-, 20
Temmuz 1986, Özel Sayı, S:6
2 Girne Milli
Arşivi, Günaydın Kıbrıs Gazetesi, Barış
Harekâtı Sonrasında Kuzey Kıbrıs’ın Ekonomik Durumu, -Devekuşu Modeli-, 20
Temmuz 1986, Özel Sayı, S:6
Tablo 1-2-3-4-5, Girne Milli Arşivi, Günaydın Kıbrıs
Gazetesi, Barış Harekâtı Sonrasında
Kuzey Kıbrıs’ın Ekonomik Durumu, 20 Temmuz 1986, Özel Sayı, S:6
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder