Naim PINAR
DOME
HOTEL’İN RUHU
Kıbrıs’ın en güzel yerleşim yerlerinden Girne’nin
kalbinde eşsiz konumu ve tarihi kimliğiyle dikkat çeken Dome Hotel. Son
yıllarda Kıbrıslıların ismini gururla söyledikleri elde kalan iki üç kurumdan
biri, sendikal direncin ilk ve tek başarı gösterdiği mücadelesi…
***
Birçoğumuzun Dome Hotel’in tarihiyle ilgili bilgisi
ya kısıtlı ya da yanlış itikatlar üzerine bina edilmiştir. Kıbrıslı Elenlerin
bile birçoğunun bu tarihi hotelimizin nasıl yapıldığına dair dedikodu ve yanlış
kanaatlerle bezenmiş yorumlar yaptığına bizzat şahit oldum. Kıbrıslı Türklerin
birçoğunun ise farklı farklı bilgilere sahip olduğunu görüyoruz. Kimine göre
zengin Kıbrıslı Elenin kurduğu bir hotel, kimilerimize göre ise ilk hotelini
yaparken kazılarda çıkan bir definenin sayesinde zenginliği bulan bir adamın
mirasıydı Dome Hotel…
***
Dome Hotel’in ilk sahibi olan Kıbrıslı Elen Costas
Charalambous veya daha bilindik ismiyle Catsellis. Costas, 33 yaşında hayatın
çetin yollarından geçmiş, Birinci Dünya Savaşı devam ederken fakir yaşamına son
vermek için gittiği Amerika Birleşik Devletleri’nde New York ve New Jersey’de
önce bulaşık yıkayarak iş hayatına atılır, kısa sürede mutfakta aşçı olarak
çalışmaya başlar. Daha sonra gönüllü olarak ABD ordusunda bir yıla yakın görev
yapar. 1920’lerin başında Kıbrıs’a geri dönen Costas, hayatını birleştireceği
Eleni Stavri Votti ile tanışır. Fakat Eleni’nin ailesi kızlarının ABD’ye
gitmesini istememektedir. Fakir bir aileden gelen Costas’ın kaynanasına -burada
kalırız ama deniz kenarındaki evinizi bize vereceksiniz- teklifi olumlu
sonuçlanınca genç girişimci ABD’deki iş hayatındaki deneyiminden yola çıkarak
küçük bir pansiyona çevirdiği evlerine “Sea View” ismini vererek ilk
işletmesini kurar. Fakat ilk aşamada işler yolunda gitmez. Yabancı misafirler
gelişmiş Avrupa standartlarında hizmet talep etmektedir. Costas’ın ise
imkânları kısıtlıdır: Bu tarihler Costas’ın “Sea View” adını verdiği basit
konuk evinin soğuk içeceklerini soğutmak için bile bahçesinde bulduğu kuyuya
indirmek zorunda kaldığı, ilkel yöntemlerle boğuştuğu bir dönemdir. Bu zor
koşullarda Costas’ın en güçlü dayanağı ve yardımcısı eşi Eleni olmuştur. Kısa
bir süre sonra bu küçük işletmenin kapasitesini artırarak hemen yanındaki
araziye daha büyük, yeni “Sea View” hotelini inşa etmeye başlar. 1926’da
hizmete giren bu yeni “Sea View” nam-ı diğer Catsellis’in Dome Hotel’i kurmadan
önce inşa ettiği son küçük işletmesiydi. Girne’de ilk taksinin 1924’te ortaya
çıktığı dikkate alındığında Catsellis’in 1926’da işleri yavaş yavaş rayına
oturttuğu görülür.
***
İngiliz Yüksek Komiserinin sevgisini ve beğenisini
kazanan Catsellis’in yeni işletmesi İngilizler yanında yerli halkın da
beğenisini kazanacaktır. Bu dönemde turizm alanında da işlerin iyiye gitmesi
Catsellis’in emeğinin karşılığını almasına yardımcı olacaktır. İngiliz Vali’nin
özel olarak her zaman yemeğe geldiği bu güzel manzaralı yer iyi gelir getirmeye
başlar. Bu bölgeye artık yerli halk tarafından turistlere satılmak üzere
Lefkara işleri ve çeşitli geleneksel ürünler de getirilir olmuştur. Costas Catsellis
için “Sea View” bir turizm eğitim okulu niteliği taşımaktaydı. Artık Catsellis
1928’de yeni ve büyük bir hotelin temellerini atmaya başlar. 1930 tarihine
geldiğinde ismini Esentepe’nin üstündeki kubbeli kilise Antiphonitis’den esinlenerek
“Dome” (kubbe NP) olarak belirlediği tüm Kıbrıslılar için önemli bir anlam
ifade edecek olan hotelini hizmete açar. İngiliz mimar Carol’un Bzyantine
tarzında yaptığı hotel kısa sürede ünlenir ve sadece bölgenin değil tüm
Kıbrıs’ın en önemli, en güzel konuma sahip hoteli olur. 1
***
Daha sonraki yıllarda gittikçe gelişen Dome Hotel,
Catsellis’in 1939’da batı cephesine yaptığı ek bölümle daha kapasiteli bir hale
gelir. İkinci Dünya Savaşı sırasında Kıbrıs’a sığınan Yahudi göçmenlerinin
zengin zümrelerine de ev sahipliği yapan hotel, 1945 sonrası en parlak
dönemlerini yaşamaya başlar. Dome Hotel 1950’li yıllarda artık 150 yatak
kapasiteli, kaliteli hizmet veren Kıbrıs çapında en önemli hotellerden biri
haline gelir. Mısır Kralı Faruk’un akşam yemeklerini Dome’un muhteşem
manzarasına bakarak yediği bilinmektedir. O dönemlerde hotel Catsellis’in iyi
ilişkiler kurduğu İngiliz Yüksek Komiseri’nin de değişmez mekânı olur.
***
Dome Hotel’in kuruluşundan 1960’lı yıllara kadar geçen
sürede sadece bölgenin değil aynı zamanda Kıbrıs’ın da en gözde hoteli olur.
1974 yılına gelinirken hotel artık eski cazibesini kaybetse de tarihi ruhunu ve
misyonunu kaybetmez. O, bir kez Kıbrıslıların kubbeli hoteli olmuştu. Artık onu
herkes kubbeli hotel olarak biliyor ve seviyordu. Birçok konuğunun ilk aşkı,
evliliği ve aile mutluluğuna ev sahipliği yapmıştı kubbeli hotel. 20 Temmuz
1974 askeri müdahalesinde ise bu kez Kıbrıslı Elen esirlerin korku ve
endişelerinin sığınağı olmuştu. Yine bir tarihi olayın başrolünde o vardı. 1974
sonrası Vakıflar İdaresine devredilen Dome Hotel, kısa sürede seçkin
misafirlerini ağırlamaya başlar. Kuzey Kıbrıs’taki en seçkin hotel olarak kısa
sürede konuklarının gözüne girer. Birçok etkinliğe, protokole, düğüne ve
toplantıya ev sahipliği yapmaya devam eder.
***
Son yıllarda adını sadece Kıbrıs gazetelerine değil,
Türkiye’nin seçkin medya kuruluşlarına da yazdırmayı başaran Dome Hotel, ne
olmuştu ki; Can Dündar gibi usta kalemlerin övgü dolu yazılarına konu olmayı
başarabilmişti. Otel, 1990 yılında patlak veren Körfez Krizi sırasında ciddi
sıkıntılar yaşamış, o günlerde nerdeyse tüm sendikaların krize rağmen
hükümetten medet umarak, kim ne kadar bağırırsa o kadar hak felsefesine dayanan
politikaları ile başlattıkları Beyaz Mantin eylemi ve protestolarına karşın
Dome Hotel emekçilerinin örgütlü olduğu Turizm Emekçileri Sendikası bu
eylemlerin çok fayda getirmeyeceğini anlayıp plan ve proje üreterek
sıkıntıların aşılacağını görmüştü. O günlerde 13 tane Dome Hotel emekçisinin
işten durdurulması gerektiğini savunan Vakıflar yönetimine karşın Turizm
Emekçileri Sendikasının söz konusu 13 arkadaşlarının maliyetini hesaplayarak
tüm Dome Hotel personelinin maaşlarında yapılan düzenleme ile işlerinde
kalabileceklerini ortaya koymaları ve yönetime alternatif öneriyle gitmeleri
sayesinde bugün o kişilerin bazıları emekli olabilmiş, bazılarıysa hotelin
çeşitli bölümlerinde müdür muavini görevine gelebilmiştir. Bu Turizm Emekçileri
Sendikasının ülke şartlarında ortaya koyduğu farklı bir sendikacılık
anlayışıydı. Dome Hotel’in dayanışma ruhu 1997 yılında yeniden yaşanan ekonomik
krizle ortaya çıkacaktı. 1997 yılında bu kez yaşanan ekonomik krize çare olarak
Vakıfların yönetimi Dome Hotel’in özelleştirilmesini gündeme getirmiş, hatta
Besim Tibuk’un NET Holding’i ile ön anlaşma bile imzalanmıştı. Fakat Dome Hotel
emekçilerinin örgütlü olduğu sendikaları daha önce yaşananlardan aldığı ders ve
farklı sendikal duruşuyla Türkiye’den gelen Türk-İş uzmanlarıyla bir dizi
çalışma yaparak hemen farklı bir proje ortaya koyup dönemin Başbakanı Derviş
Eroğlu’na çıkarak projelerini anlatır. Alternatif proje yanında Dome Hotel’in
Kıbrıslı Türkler için sadece gelir-gider dengesinden ibaret olmadığını, buranın
sahiplenilmesinin Kıbrıslı Türkler için birçok anlam ifade ettiği ortaya konur.
Başbakan’ın Körfez Krizi sırasında birçok sendika isyan ederken bu arkadaşların
projeleri ve alternatif önerileriyle geldiğini hatırlaması ve sözüne güvenilir
bir sendika olduğunu söylemesi üzerine Vakıflar idaresi ile ortak bir
koordinasyon kurulu kurulur. İlk yıllarda bu kurulun ortak aldığı kararlara
uyularak sendika Dome Hotel’in yaşaması ve işleyenlerin mağdur olmaması için
fedakârlık yaparak herkesin maaşından kesintiler yapılır, kıdem tazminatları
işe yeni başlar gibi yeniden düzenlenir ve Dome Hotel yoluna devam eder. Fakat
2000’li yıllara gelindiğinde her seçim döneminin hastalığı nüksederek Vakıflar
idaresi buraya 40 kişi istihdam eder. Sendika bu anlayışın Dome Hotel’i iflasa
götüreceğini anlatır fakat Vakıflar idaresi anlaşmayı ihlal ederek bu
istihdamları yapar.
Dome Hotel’de düzgün çalışan çarklar yeniden kötü
idarecilerin ve siyasetin kurbanı olur. Bu şişirme kadrolar ve idarenin plansız
hareketi 2008 yılına gelindiğinde tarihi Dome Hotel’in yeniden zarar eden bir
kurum olmasına neden olur. 2008’de 3 trilyon zarar açıklayan Vakıflar idaresi
bu kez yine kolay yolu seçerek Dome Hotel’i Ozan Ceyhun Bey’e uzun vadeli
kiralamayı gündeme getirir. Fakat Turizm Emekçileri Sendikası Başkanı Bayram
Karaman’ın öncülüğünde uzun bir mücadele deneyimi edinen emekçiler bunu kabul
etmez. Hotel’in iyi idare edilmediğini ortaya koyup yönetim anlayışının
hatalarını vurgulayarak Sendika öncülüğünde kurulacak yeni yapıyla çalışanların
hissedar olacakları bir projeyle 10 yıllığına Dome Hotel’in yönetimine talip
olduklarını açıklarlar. Bu projeye hayır diyemeyen Vakıflar İdaresi çok ağır şartlarla
bir anlaşma imzalanmasını önerir, buna rağmen emekçiler Kubbeli hotelin
yaşamasını ve Kıbrıslı Türklerin gururu olmasını sağlarlar. Anlaşma kimilerine
göre akıl karı değildi, zira çalışanlar ürettikleri kadar gelirle 3 trilyon
borcun altına girmek bir yana dursun elde edilen gelirle maaşlarını alacak ve
kalanla da yatırım yapabilirse yapacaktı.
***
Turizm Emekçileri Sendikasının, yönetimi
çalışanlarla ortak olarak paylaşması sonucunda kısa sürede bir devrim
gerçekleşmiş ve onca yıllık idarecilerin yapamadığı yapılarak 3 trilyonluk borç
kapatıldığı gibi otel kara geçirilerek yatırım bile yapmaya başlamıştı. Dome
Hotel Yönetim Kurulu Başkanı Bayram Karaman ile yaptığım söyleşide hotelin
yıllardır nasıl ihmal edildiğinin en çarpıcı örneği olarak şu cümlesi oldukça
dikkat çekiyordu; “Catsellis’den kalan 40 yıllık battaniye ve su depolarını
bile biz değiştik”. Bugün birçok kurumumuz zarar ettiği için özelleştirme
tehdidi ile karşı karşıya bırakılıyor. Özellikle son yıllarda moda olan
söylemler Kıbrıslıların bu işleri yapamadığı ve özelleştirmenin bazı
kurumlarımız için şart olduğu yönündedir. Kaderin cilvesine bakın ki Dome
Hotel’in Türkiye medyasında çıkan yönetim anlayışı ile ilgili yazılarından
sonra Dome Hotel’i ziyaret eden siyasetçi Murat Karayalçın rahmetli Bülent
Ecevit’in de Türkiye’deki kurumlar için böyle bir projeyi zamanında gündeme
getirdiğini fakat bunun hayat bulmadığını söyledikten sonra burada bunun nasıl
başarıldığını öğrenmek istediğini söylemesi oldukça manidardır. İlk kez
Türkiye’den bir siyasetçi Kıbrıslı Türklerin kurduğu bu örnek işletmeyi
öğrenmek istiyordu.
***
Dome Hotel, bilinenin aksine varlıklı olmayan bir
Kıbrıslı Elen tarafından alın teriyle kurulmuş, bu ruhla yoğrulmuştu. Yıllar
içerisinde birçok badire atlatan kubbeli hotel önemli şahsiyetler yanında
önemli insani duyguları da beraberinde yaşamış bir mekândı. Kaderin cilvesi mi
dersiniz emeğin zaferi mi dersiniz, ne isterseniz onu diyebilirsiniz fakat bu
tarihi hotelimizin içerisinde emek veren emekçiler en az kuruluşundaki kadar
alın teri ile kuruma hayat vermekte ve tüm Kıbrıslılar adına da burayı
yaşatmayı bilmektedir. Costas Catsellis’in alın teriyle zaman içerisinde
geliştirdiği kubbeli hotel için emek ve alın teri sanırım mekânın ruhuna uygun
düştüğünden emekçilerin elinde 1950’lerdekinden bile parlak bir dönem yaşamaktadır.
Dome Hotel’in tarihi ve durumu hakkındaki bilgilerin siz değerli Poli
okurlarına ulaşmasında bilgileriyle katkı sağlayan Mete Hatay ve Bayram
Karaman’a teşekkür etmeyi bir borç bilirim.
Dipnotlar
1 Catselli, Rina,
Kyrenia, Flower Show Edition,
125-128
2 Fotoğraflar;
Girne Milli Arşivi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder