Naim PINAR
O
Akşam Kar Vardı Kıbrıs’ta
Havalar azıcık soğuduğunda, dolaplardaki yorgan ve
battaniyeler bizlerle kucaklaşmak üzere hazırlanır, kışlık kıyafetler dolaplarımızı
süslemeye başlar. Botlar ve kışlık ayakkabılar sıralanır intizam içerisinde
karşımıza. Ama hiçbirimizin aklına gelmez kartopu oynamak ya da “Kardan Adamlarımız” için havuç ve kömür
ayırmak bir kenara. Biz adalılar için kar bir eğlence aracı, bir bayram
hediyesidir adeta...
***
Genelde Trodos Dağlarına bakarak gideririz kar
sevdamızı. Bazen kışın en soğuk günlerinde üç-dört parça yanı başımıza düşer
beyaz elmas misali, ümitleniriz, garip bir hisle, çocukça bir sevinçle…
***
Biz adalılara, en son ne zaman kar yağmıştı diye sorsanız
cevap vermekte mahcuplaşır, hatırlamakta zorlanırız. Sanki bir şeylerimiz
eksikmiş, öksüzmüşüz gibi bir his alır yüreğimizi…
***
Yağmaz buralarda Kar, Kıbrıs Sorunu’nun çözümünü
bekleyen barışseverler gibi, uzun süren bir özlemle bekleriz kar tanelerini, bu
yıl olmadı mı, önümüzdeki yıl çok soğuk olacak diyerek teselli ederiz
birbirimizi, aslında kar, bizlere hep yabancı, bazen de yalancı…
***
Takvim yaprakları, 4 Şubat 1950 Cumartesi gününü
gösterdiğinde Ankara Radyosundan saat: 07.45’deki ilk haberleri ve hava
durumunu dinleyenlerimiz; Kıbrıs hariç, Anadolu’nun nerelerinde ne kadar kar,
ne kadar yağış olduğunu öğreniyordu. Öğleyin, yayına başlayan İstanbul Radyosun
da ise saat: 13.30’da “Haftanın Filmleri” adlı programın sunucusu Sezai
Solelli’den sanatsal bilgiler alınıyordu…
***
O gün sanatsal bilgilere ihtiyaç duymayan, siyasi
dedikodularla doldurulan Enver Mustafa Pamir, öğleden sonra 14.30 sularında,
Mecidiye Sokakta, pusuya yatmış, İstiklal Gazetesi sahibi ve Kıbrıslı Türklerin
önemli şahsiyetlerinden Mısırlızade Necati Özkanı bekliyordu; henüz sokakta kar
yoktu, fakat Necati Bey’in uğradığı hain saldırı sonucunda sokak kanla
doluyordu. Mevzu derin konulardan çıkmıştı. Darp olayı “Küçük” beyinlerin bir
planı olmalıydı. 4 Şubat Cumartesi günü böyle talihsiz bir olaya da şahitlik
eder Lefkoşa sokakları…
***
Futbol meraklısı ahalimiz ertesi gün Lefkoşa
stadında ö.s. 15.00’de başlayacak olan Ç.T.S Birliği ve APOEL maçını kritik
ediyordu. Hava soğuktu fakat sohbetler Akdeniz’in sıcaklığını taşıyordu…
***
O akşam, Beliğ Paşa sinemasında “umumi arzu üzerine” “Kel Oğlan” ve “Harman
Sonu” filmleri üç seans olarak gösterilecekti. Hafta sonu sinema meraklıları
Beliğ Paşa sinemasına gitmek için son hazırlığını yapmaktaydı…
Ankara Radyosunda 20.35’de başlayan İnce Saz
“Kürdili Hicazkâr Faslı” yerini “Hafif Müziğe” bırakırken başlamıştı ilk kar
taneleri düşmeye… İstanbul Radyosunda ise, Fasıl heyeti konseri yeni başlamıştı…
***
Saat: 21.00’de başlayan kar yağışı sabah 06.00’ya
kadar yoğunluğunu artırmış ve ertesi gün öğleye kadar aralıksız olarak devam
etmişti. Lefkoşa ile kaza merkezleri arasındaki münakale (ulaşım NP) kesilmişti.
Yollar kapanmış, Öksüzlüğümüz son bulmuştu…
***
Gece erken uyuyanlarımız sabah kalkınca her tarafı
bembeyaz görmüş, heyecana kapılmış, yediden yetmişe çocuk olmuştuk. Sokaklarda
bir ayak kalınlığında kar görenlerimiz, vakit kaybetmeden kartopuna başlamış,
hafta sonu hediyesi olarak gelen beyaz neşeyle eğlenmeye başlamış, arabalar ise
seferlerini ertelemek zorunda kalmıştı. Üç dört gün sonra gazetelerde beyaz
eğlence şöyle yer bulmuştu: “… Otomobiller seferlerini tadil etmişler ve kar
eğlencelerine otomobille çıkmış olan bazı meraklıların otomobilleri karlara
gömülmüş ve fakat halkın yardımıyla selamete çıkarak yollarına (karlara bata
çıka) devam etmişlerdir”1
***
Kar, fakir ahaliye ise zor anlar yaşatmıştı. Fakat
bu şartlarda olan insanlarımız dahi beyaz taneleri saf bir hisle karşılamıştı.
Çünkü o özlemdi, o beklenmedik bir mutluluğun yüreğimize düşmesi gibi adamıza
düşmüştü…
***
Adanın birçok bölgesini beyaza dönüştüren kar, baş
şehre kıyak geçmiş, sanki bir şeyler anlatmak istercesine burada yoğunluğunu
artırmıştı. Polis ve belediye sanki bugünleri beklercesine tedbirler almış,
yollar hemen ertesi gün temizlenmeye, açılmaya başlanmıştı: “… Polis yollarda
vuku bulması muhtemel kazaları önlemek maksadıyla büyük faaliyet sarf etmiş ve
etrafa tekerlekleri zincirli otomobillerle polisler göndermiştir… Lefkoşa
sokaklarını kaplayan karların belediyece tedarik edilen kar temizleyici makineyle
açılması herkes tarafından memnuniyetle karşılanmıştır. Bundan başka belediye
işçileri tarafından kürekle sokaklar temizlenmiş ve gerek yürüyüş gerekse
otomobiller seyrüsefere için işlek çarşı yollarında büyük faydalar
sağlanmıştır. Sokaklardaki kar büyük yük otomobilleri tarafından taşınarak
şehir haricine dökülmüştür. Belediyenin yolları temizlemek hususunda aldığı
tedbirler ve giriştiği teşebbüsler cidden takdire şayandır…”2
***
Tarih 4 Şubat 1950 Cumartesi, Kıbrıs’ın çetrefilli
politik sorunları, iç çekişmeleri, liderlik kavgaları ve dedikodusu bir anda
durdu. Ada’nın büyük bölümünü etkisi altına alan kar, adeta bizleri başka bir
iklimin insanı yapıyordu. Fakat 5 Şubat Pazar öğleden sonra kar yağışı durmuş,
yerini soğuk ve yağışlı havaya bırakmıştı. 6 Şubat’ta hava yine bildik havaydı.
Yazları sıcak ve kurak, kışları ise ılık ve yağışlı…
***
Bizler için bir özlemdir beyazlar içinde Kıbrıs, hep
kanla bezenmiş topraklarından, üzerinde yaşanan münakaşadan bahsederler;
havasını, kokusunu, bilmeyenler. Bilmezler ki 50 yılda bir de olsa buralara da
kar yağar. Belki geçen sene olmadı, fakat bu sene hava soğuk olacak diyorlar...
Dipnotlar
1Girne
Milli Arşivi, Hür Söz, “Kıbrıs’a Bol Miktarda Kar Yağdı”, 7 Şubat 1950, Yıl:4,
Sayı:1090.
2Girne
Milli Arşivi, Hür Söz, “Kıbrıs’a Bol Miktarda Kar Yağdı”, 7 Şubat 1950, Yıl:4,
Sayı:1090.
hangi zaman?
YanıtlaSil