13 Ekim 2013 Pazar

O Akşam Kar Vardı Kıbrıs’ta

Naim PINAR
O Akşam Kar Vardı Kıbrıs’ta
Havalar azıcık soğuduğunda, dolaplardaki yorgan ve battaniyeler bizlerle kucaklaşmak üzere hazırlanır, kışlık kıyafetler dolaplarımızı süslemeye başlar. Botlar ve kışlık ayakkabılar sıralanır intizam içerisinde karşımıza. Ama hiçbirimizin aklına gelmez kartopu oynamak ya da  “Kardan Adamlarımız” için havuç ve kömür ayırmak bir kenara. Biz adalılar için kar bir eğlence aracı, bir bayram hediyesidir adeta...
***
Genelde Trodos Dağlarına bakarak gideririz kar sevdamızı. Bazen kışın en soğuk günlerinde üç-dört parça yanı başımıza düşer beyaz elmas misali, ümitleniriz, garip bir hisle, çocukça bir sevinçle…
***
Biz adalılara, en son ne zaman kar yağmıştı diye sorsanız cevap vermekte mahcuplaşır, hatırlamakta zorlanırız. Sanki bir şeylerimiz eksikmiş, öksüzmüşüz gibi bir his alır yüreğimizi…
***
Yağmaz buralarda Kar, Kıbrıs Sorunu’nun çözümünü bekleyen barışseverler gibi, uzun süren bir özlemle bekleriz kar tanelerini, bu yıl olmadı mı, önümüzdeki yıl çok soğuk olacak diyerek teselli ederiz birbirimizi, aslında kar, bizlere hep yabancı, bazen de yalancı…
***
Takvim yaprakları, 4 Şubat 1950 Cumartesi gününü gösterdiğinde Ankara Radyosundan saat: 07.45’deki ilk haberleri ve hava durumunu dinleyenlerimiz; Kıbrıs hariç, Anadolu’nun nerelerinde ne kadar kar, ne kadar yağış olduğunu öğreniyordu. Öğleyin, yayına başlayan İstanbul Radyosun da ise saat: 13.30’da “Haftanın Filmleri” adlı programın sunucusu Sezai Solelli’den sanatsal bilgiler alınıyordu…
***
O gün sanatsal bilgilere ihtiyaç duymayan, siyasi dedikodularla doldurulan Enver Mustafa Pamir, öğleden sonra 14.30 sularında, Mecidiye Sokakta, pusuya yatmış, İstiklal Gazetesi sahibi ve Kıbrıslı Türklerin önemli şahsiyetlerinden Mısırlızade Necati Özkanı bekliyordu; henüz sokakta kar yoktu, fakat Necati Bey’in uğradığı hain saldırı sonucunda sokak kanla doluyordu. Mevzu derin konulardan çıkmıştı. Darp olayı “Küçük” beyinlerin bir planı olmalıydı. 4 Şubat Cumartesi günü böyle talihsiz bir olaya da şahitlik eder Lefkoşa sokakları…
***
Futbol meraklısı ahalimiz ertesi gün Lefkoşa stadında ö.s. 15.00’de başlayacak olan Ç.T.S Birliği ve APOEL maçını kritik ediyordu. Hava soğuktu fakat sohbetler Akdeniz’in sıcaklığını taşıyordu…
***
O akşam, Beliğ Paşa sinemasında  “umumi arzu üzerine” “Kel Oğlan” ve “Harman Sonu” filmleri üç seans olarak gösterilecekti. Hafta sonu sinema meraklıları Beliğ Paşa sinemasına gitmek için son hazırlığını yapmaktaydı…

***
Ankara Radyosunda 20.35’de başlayan İnce Saz “Kürdili Hicazkâr Faslı” yerini “Hafif Müziğe” bırakırken başlamıştı ilk kar taneleri düşmeye… İstanbul Radyosunda ise, Fasıl heyeti konseri yeni başlamıştı…
***
Saat: 21.00’de başlayan kar yağışı sabah 06.00’ya kadar yoğunluğunu artırmış ve ertesi gün öğleye kadar aralıksız olarak devam etmişti. Lefkoşa ile kaza merkezleri arasındaki münakale (ulaşım NP) kesilmişti. Yollar kapanmış, Öksüzlüğümüz son bulmuştu…
***
Gece erken uyuyanlarımız sabah kalkınca her tarafı bembeyaz görmüş, heyecana kapılmış, yediden yetmişe çocuk olmuştuk. Sokaklarda bir ayak kalınlığında kar görenlerimiz, vakit kaybetmeden kartopuna başlamış, hafta sonu hediyesi olarak gelen beyaz neşeyle eğlenmeye başlamış, arabalar ise seferlerini ertelemek zorunda kalmıştı. Üç dört gün sonra gazetelerde beyaz eğlence şöyle yer bulmuştu: “… Otomobiller seferlerini tadil etmişler ve kar eğlencelerine otomobille çıkmış olan bazı meraklıların otomobilleri karlara gömülmüş ve fakat halkın yardımıyla selamete çıkarak yollarına (karlara bata çıka) devam etmişlerdir”1
***
Kar, fakir ahaliye ise zor anlar yaşatmıştı. Fakat bu şartlarda olan insanlarımız dahi beyaz taneleri saf bir hisle karşılamıştı. Çünkü o özlemdi, o beklenmedik bir mutluluğun yüreğimize düşmesi gibi adamıza düşmüştü…
***
Adanın birçok bölgesini beyaza dönüştüren kar, baş şehre kıyak geçmiş, sanki bir şeyler anlatmak istercesine burada yoğunluğunu artırmıştı. Polis ve belediye sanki bugünleri beklercesine tedbirler almış, yollar hemen ertesi gün temizlenmeye, açılmaya başlanmıştı: “… Polis yollarda vuku bulması muhtemel kazaları önlemek maksadıyla büyük faaliyet sarf etmiş ve etrafa tekerlekleri zincirli otomobillerle polisler göndermiştir… Lefkoşa sokaklarını kaplayan karların belediyece tedarik edilen kar temizleyici makineyle açılması herkes tarafından memnuniyetle karşılanmıştır. Bundan başka belediye işçileri tarafından kürekle sokaklar temizlenmiş ve gerek yürüyüş gerekse otomobiller seyrüsefere için işlek çarşı yollarında büyük faydalar sağlanmıştır. Sokaklardaki kar büyük yük otomobilleri tarafından taşınarak şehir haricine dökülmüştür. Belediyenin yolları temizlemek hususunda aldığı tedbirler ve giriştiği teşebbüsler cidden takdire şayandır…”2
***
Tarih 4 Şubat 1950 Cumartesi, Kıbrıs’ın çetrefilli politik sorunları, iç çekişmeleri, liderlik kavgaları ve dedikodusu bir anda durdu. Ada’nın büyük bölümünü etkisi altına alan kar, adeta bizleri başka bir iklimin insanı yapıyordu. Fakat 5 Şubat Pazar öğleden sonra kar yağışı durmuş, yerini soğuk ve yağışlı havaya bırakmıştı. 6 Şubat’ta hava yine bildik havaydı. Yazları sıcak ve kurak, kışları ise ılık ve yağışlı…
***
Bizler için bir özlemdir beyazlar içinde Kıbrıs, hep kanla bezenmiş topraklarından, üzerinde yaşanan münakaşadan bahsederler; havasını, kokusunu, bilmeyenler. Bilmezler ki 50 yılda bir de olsa buralara da kar yağar. Belki geçen sene olmadı, fakat bu sene hava soğuk olacak diyorlar...

Dipnotlar
1Girne Milli Arşivi, Hür Söz, “Kıbrıs’a Bol Miktarda Kar Yağdı”, 7 Şubat 1950, Yıl:4, Sayı:1090.
2Girne Milli Arşivi, Hür Söz, “Kıbrıs’a Bol Miktarda Kar Yağdı”, 7 Şubat 1950, Yıl:4, Sayı:1090.


1 yorum: