Naim PINAR
HÜKÜMET
OYUNLARI ( III )
Talat’lı
CTP ile III. DP-CTP Koalisyonu…
CTP içerisinde Genel Başkan Özker Özgür’ün istifası
ardına yaşanan gelişmeler, –tartışmalar-sonunda II. DP-CTP hükümetinin
düşmesine neden olmuştur. Bu süreçte
Cumhurbaşkanı Denktaş, CTP’nin kabinedeki yeni isimlerine onay vermiyor; veto
gerekçesini de kamuoyuna, Başbakan Yardımcılığına vekâlet edecek olan Mehmet
Ali Talat’ın seçilmiş olmaması şeklinde duyuruyordu. DP Genel Başkanı ve
Başbakan görevini yürüten Hakkı Atun Cumhurbaşkanı’nın bu ısrarı üzerine 11
Kasım 1995 tarihinde hükümet kurma görevini Cumhurbaşkanı’na iade ediyordu. Bir ay kadar süren hükümet kurma çalışmaları
sonunda, takvimler 11 Aralık 1995’i gösterdiğinde artık III. DP-CTP ortaklığı
kurulmuş oluyordu. Bu kez Cumhurbaşkanı kabineyi gönülsüz de olsa onaylamış,
fakat bu dönem de Kıbrıs Sorunu üzerinden yaşanan entegrasyon ve federasyon tartışmaları
iki parti arasında hep sorun yaratmıştır. Sağın yürütmeye tam hâkimiyetini
arzulayan milliyetçi çevreler, bu tartışmalardan oldukça rahatsız olmuştur. Öte
yandan III. Atun Hükümetinin daha kurulurken yaşadığı zorluklardan biri de,
bence en önemlisi ! dönemin siyasi figürleri tarafından da bilinen, fakat kamuoyuna
pek yansımayan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Kalyoncu’nun Cumhurbaşkanı
Denktaş’tan zorlamayla onay almasıdır. Geçmişte Devrimci Gençlik Derneği (DGD) başkanlığı yapmış olan Kalyoncu’nun, siyasi duruşundaki kendinden ödün vermeyen tutarlı
“Bir Komünist” olduğu düşüncesi Cumhurbaşkanı Denktaş’ı hep rahatsız etmiştir.
Daha hükümet kurma çalışmaları sırasında bu mevzu ile ilgili olarak
Cumhurbaşkanı Denktaş’ı birçok aracının ziyaret edip, Ömer Kalyoncu’nun veto
edilmemesi için çalışıldığı bilinmektedir. Hal böyle olunca hükümetin ömrünü de
yine Cumhurbaşkanı Denktaş belirlemiş oluyordu. Hükümet bozulurken DP’nin
çiçeği burnunda yeni başkanı Serdar Denktaş, UBP ile zorunlu bir birlikteliğe
doğru yol alıyordu.
V.
Eroğlu Hükümeti ve Zoraki Nikâh…
UBP-TKP’ye
gel kuralım diyor…
6 Aralık 1998 seçimleri sonrasında, UBP 24, DP 13,
TKP 7 ve CTP 6 vekille mecliste temsiliyet kazanmıştı. Tablo netti Sol yara
almış, Sağ ise yaralarını sarmıştı. UBP seçimlerin hemen akabinde (30 Aralık
1998) TKP ile koalisyona gidiyordu. 12 yıl aradan sonra yeniden UBP-TKP
koalisyonu sahnedeydi. Eroğlu’nun TKP ile bu izdivacı yapmasındaki ana neden
2000 yılında yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde UBP adayı olmak
istemesiydi. DP’nin tabanındaki kaygan zemini iyi değerlendiren Derviş Eroğlu,
Cumhurbaşkanı Denktaş’a meydan okuyacağının ilk sinyallerini de bu seçimde
veriyordu. Siyasi tarihimize Bankalar
krizi, konut zedeler ve mudiler sorununu hediye eden 6. Eroğlu Hükümeti, küçük
ortağı TKP ile çok geçmeden tartışmalara başlıyordu. Kıbrıs Sorunu ve TSK
komutanları ile yaşanan sıkıntılar neticesinde UBP-TKP koalisyonundan çatırtı
sesleri yükseliyor, bu sesler 8 Haziran 2001’de şiddetli bir sarsıntıyla
hükümetin çökmesine yol açıyordu. “Ulusal” konulardan ödün vermeyen Derviş
Eroğlu istemeye istemeye de olsa sistemi –KKTC- korumak ve yaşatmak için
“ulusal” bilinçle DP’nin sevdalısı olmak zorundaydı.
Kıbrıs
Sorunu ve UBP-DP Koalisyonu…
Kıbrıs Sorununun ana gündem olduğu bu dönemde,
seçimler sonucunda ortaya çıkan enteresan sonuçla; CTP-BG’in 19, UBP’nin 18,
DP’nin 7 ve BDH’nın ise 6 vekil ile mecliste temsil hakkı kazanması parlamento
içerisinde sağ ile sol’un sayısal olarak eşit konuma gelmesine yol açmıştır.
Toplumun feryadının seçim sonuçlarına yansımamasının çeşitli sebepleri vardı:
Bunların başında, UBP’li bakanlıkların seçim öncesi binlerce kişiyi vatandaş
yapması, sınavsız iş alımları ve çeşitli TSK mensubu kişilerin TC kökenli
yurttaşlar üzerinde etkin çalışma-baskı- yapması olarak sıralanabilir. Fakat her
şeye rağmen hükümet kurma çalışmaları, CTP-BG’nin başkanlığında 29 Aralık 2003
tarihinde başlar. Kıbrıslı Türkler, basına yansıyan haberlerde CTP-BG’nin
UBP’ne 3 maddeden oluşan bir mektup yolladığı ve mektuptaki 3 sorunun cevabını
aldıktan sonra karar verileceğini okuyordu. CTP-BG’nin UBP’ne yolladığı
mektuptaki üç soru şöyleydi: 1- CTP-BG
Genel Başkanının Başbakanlığında bir hükümet kurmaya hazır mısınız? 2- Annan
Planı zemininde 1 Mayıs 2004’te çözüm hedefini önüne koyan bir görüşme sürecine
hazır mısınız? 3- Görüşme sürecini hükümetin sürdürmesine hazır mısınız? Bu
mektuba, UBP Genel Başkanı Derviş Eroğlu imzasını taşıyan başka bir mektupla 2
Ocak 2004 tarihinde karşılık veriliyordu. UBP’nin cevaben yazdığı mektupta: “CTP-BG genel başkanı sıfatı ile şahsınıza
verilmiş olan hükümet kurma görevi ile partimize yapmış olduğunuz ziyarette,
böyle bir ortaklığın Cumhurbaşkanı Denktaş’ı görüşmecilikten alacaklarını emelleri
hakkında sözlü görüşmede bulunmuştuk. Sözü edilen görüşmemizde açıklığa
kavuşturulamamış bazı soruların yanıtlarını yazılı olarak talep edilmesi konusu
bugün yapılan Parti Meclisi toplantısında ele alınmıştır. Özellikle Aralık 2002
Kopenhag Zirve Sonuç Bildirgesi ve 16 Nisan 2003 tarihinde “Kıbrıs Cumhuriyeti”
sıfatıyla GKRY’nin AB katılım anlaşmasını imzalaması ışığında: a- Eşit Egemen
Devlet Statüsü, b- Garanti Sistemi, c- Global Mal Mülk Takası/Tazminatı, d-
Harita, e- Türk Yunan Dengesi konuları ile ilgili olarak partinizin
değerlendirmeleri ve ilişikte Partinize yönelttiğimiz detay soruların
yanıtlanması, Partimizin müteakip kararına ışık tutacaktır. Kıbrıs’ta olmazsa
olmazlarımızın yer aldığı yaşayabilir kalıcı bir anlaşma yapılması ve akabinde
AB üyeliğini ısrarla savunan Partimizin CTP-BG ile ortak bir hükümet
konusundaki müspet veya menfi kararı, sözü edilen sorulara parti olarak
vereceğiniz yazılı yanıtların Partimizce yeniden değerlendirilmesini takiben
alınacaktır.” Denildikten sonra ilişikte 17 başlıktan oluşan şu sorular: 1-
Sınır Ayarlamaları, 2- Mülk Değişimi, 3- Vakıf Malları, 4- Konut Finansmanı, 5-
Kişisel Konut Borçlarının Geri Ödenmesi, 6- Ekonomik Adaptasyon Süreci, 7-
İkamet Kısıtlamaları, 8- TC kökenli yurttaşlarımızın “vatandaşlık” durumları,
9- Annan Planında Boş Bırakılan yerler, 10- AB Müktesebatı ve AB kararları, 11-
Başkanlık Konseyi, 12- Türk Askerinin Ada’daki Durumu, 13- Garanti Anlaşması,
14- Egemenlik, 15- Referandum Sonuçları, 16- BM Genel Sekreteri Sn. Kofi
Annan’ın BM Güvenlik Konseyine Nisan 2003 tarihinde sunmuş olduğu raporun 148.
Maddesindeki … ısrarlı tutumunu nasıl değerlendirmeyi düşünüyorsunuz? 17- Zemin
olarak kabul ettiğiniz Annan Belgesindeki hassasiyetlerimiz bilinmekle birlikte
sorduğumuz ve yanıt istediğimiz hususların Annan Belgesinde yer bulmasına
çalışacak ve gerekli değişikliklerin yapılması için kararlı davranacak mısınız?
Gerekli değişiklikler yapılmaması halinde tutumunuz ne olacaktır?...” yer
alıyordu. Basına yansıyan mektuplardan
anlaşılacağı üzere bu bir birleşmeden çok, bir geçimsiz çiftin ayrılırken
birbirini suçlamasının yazılı diyalogu gibiydi. UBP ile mektuplu ortaklık
çalışması 5 Ocak 2004 tarihiyle son bulmuş, Barış ve AB yanlısı BDH ile
görüşmelerden de bir sonuç elde edilememiş, kamuoyunda tartışılan DP-BDH ve
CTP-BG’nin üçlü koalisyon kurabilecekleri veya CTP-BDH’nın 25 vekille azınlık
hükümeti bile kurmaları konuşulmuşsa da bu seçenekler hayat bulmamıştır.
Devam Edecek…