KIRILMA NOKTASI 5 TEMMUZ
1970 SEÇİMLERİ
ŞEMSİYELİ SEÇİM
ORTAMI...
5 Temmuz 1970 tarihi, Kıbrıslı Türklerin siyasal hayatında önemli bir kırılma noktasıdır. 1963 sonrası, Kıbrıslı Rumlar, Kıbrıs Cumhuriyeti’ndeki yönetim
organları; Cemaat Meclisi ve Temsilciler Meclisi için, 5 Temmuz 1970 tarihinde seçime
gitme kararı alır. Kıbrıs Türk Liderliğinin 15 Şubat 1969’da oluşturduğu
“Geçici Türk Yönetimi”, Türkiye’nin de telkiniyle, 13
Mayıs 1970 tarihli toplantısında kendisini feshederek, Kıbrıslı Rumlarla aynı
tarihte seçime gitme kararı alır. 5 Temmuz Seçimleri öncesi “Yönetim
Meclisi”nin aldığı bir başka kararla da; Cemaat Meclisi’nin 30 olan üye sayısı
15’e düşürülür. Bu nedenle, yeni yapılacak seçimlerde Temsilciler Meclisi
üyeleri ile birlikte 45 olan sayı 30’a indirilmiş olur. “Yönetim” bu kararları
alırken toplumdan muhalif sesler giderek yükselmeye devam ediyordu. Zira uzun süreden beri toplum ciddi
sıkıntılarla baş başa bırakılmıştı. Toplum içerisinde en çok sıkıntıyı
göçmenler ve esnaf çekmekteydi. Eokacıların saldırıları sonucu köylerini terk
etmek zorunda kalan göçmenler perişan durumdaydı. Bu sıkıntılı ortamda
göçmenler zaman zaman evlerine geri dönmek istemekteydi. Yönetim ise bu dönemde hamasi
nutuklar sallamak dışında toplumsal sıkıntılara çare üretememektedir. Öte
yandan “seçimsiz mebuslar” olarak koltukları işgal edenler ile halk arasında
muazzam bir ekonomik fark gözlemlenmekteydi. Bu zorlu dönemde halk sefalet
çekmekte, atanmışların birçoğu ise sefahat sürmekteydi.
Kıbrıslı Türklerin diğer sorunlarına gelince; Köylüler kuraklık nedeniyle
sıkıntı yaşamakta, memurlar maaşlarını geç almakta, bazen de alamamakta,
öğretmenler ise çeşitli baskılarla boğuşmaktaydı. Buna rağmen Kıbrıslı Türkler
yaşamlarını sürdürmek için umutla beklemekteydi. Kıbrıslı Türk Liderliği,
toplumdan yükselen bu hezeyana, mevcut şartlardan dolayı bir nevi kulak
tıkamaktaydı.
“Liderlik”, kendilerini eleştiren kesimlere karşı vatan hainliği yaftasını
yapıştırmakta, bağımsız basına ateş püskürmekte, özellikle basında yazan öğretmenleri ise
tehdit etmektedir. Ayrıca Liderlik, Türkiye’de okuyan ve her fırsatta
cephelerde nöbete koşan Yüksek Öğrenim gençliğine tabiri caizse kin gütmekteydi.
O zamanlar Türkiye’de okuyan Yüksek Öğrenim gençliği Kıbrıslı Türklerin
yaşadığı sıkıntıları görmekte ve Liderliğe ciddi eleştiriler yapmaktaydı.
Türkiye’nin girişimleriyle, seçimlerin 5 Temmuz’da Kıbrıslı Rumlarla birlikte
aynı tarihte yapılacağının kesinleşmesiyle, Liderlik, önce ayak sürümekte daha
sonra ise seçimlerin “Milli Formasyonla” tek liste adı altında
yapılmasını gündeme taşıyordu.
Bu bağlamda“Liderimiz” Dr. Küçük, Milli bir programın oluşturulması ve
halka duyurulması görevini 1968 tarihinden beri ikili görüşmeleri yürüten Rauf
R. Denktaş’a verir. Toplumdan yükselen muhalefet yağmuruna karşı Liderliğin
aldığı tedbir, seçimlerin “Milli Formasyon” altında yapılmasıdır. Bu da
seçimlerin “Şemsiye Seçimleri” adını almasını sağlar. Burada amaç; partileşme
ve gruplaşma olmadan, her adayın kabul ettiği “Milli Program” adı altında aday
olunmasını sağlamaktır. Bu sayede, eski defterler açılmayacak, mevcut mebuslar
ve Liderlik eleştiri oklarından kurtulacak ve seçimlerde hareket alanları
kolaylaşacaktı. Kısaca, toplumun ana sorunları hasır altı edilecekti. Sanırım
Liderlik bundan dolayı, toplumdan gelen her türlü eleştiri yağmurundan korunmak
üzere en uygun nesne olarak “Şemsiye”yi uygun görmüştü. Siyasi deneyimlerimize
bakılınca, bugün seçim dendi mi halen akla, neden “listeciler”,
“gombinacılar”ın geldiği daha net anlaşılıyor. Maalesef bu liyakattan uzak
yapının üstatları halen başarılı politikacı olarak adlandırılmaktadır.
CUMHURİYETÇİ PARTİ’NİN “FABRİKA
AYARLARI”...
5 Temmuz 1970 Seçimlerine giderken, 1968 yılından itibaren “Yönetime”
muhalif olan bir grup milliyetçi ve aydının yeni bir siyasi parti (CTP NP) kurmak
üzere çalışmalara başladığını görüyoruz. Türkiye Cumhuriyeti’nin telkinleri ile
harekete geçen ve halktan yükselen seslere kulak veren bu aydınların başını
Ahmet Mithat Berberoğlu çekmekteydi. Bu yeni partinin kurulmasında kafa
yoranların başında Savaş Gazetesi’nin sahibi ve başyazarı milli şairimiz Özker
Yaşın’de vardı. Özker Yaşın, 28 Ekim 1968 tarihinde yayın hayatına başlayan
Savaş Gazetesi’nde devamlı suretle “Yönetimi” ve atama yoluyla mebus olanları
eleştirmekte, halkın sorunlarını ustalıkla kaleme almaktaydı. Yaşın, yazdığı
yazılarda başta “ Muhterem Liderimiz” Dr. Küçük’ü eleştirmekte ve topluma
hiçbir hayrı dokunmayan mebusları yerden yere vurmaktadır. “Şemsiyeli Seçimler”
yaklaşırken, Savaş Gazetesi’nin 22 Mayıs 1970 Cuma günkü yayınında ilk sayfadan
“5 Temmuzdaki Seçimler -ŞEMSİYELİ YAPILACAK- Halk Sandık Başına Gidecek”
manşetiyle yayınlanan haber şöyleydi: “ Yıllardır erteleye erteleye
görev sürelerini bugüne kadar uzatabilen yasama organı üyeleri, sonunda
aldıkları meclisi fesh kararı ile toplumumuzda da seçimlerin 5 Temmuz Pazar
günü yapılmasını sağlamıştır. Aslında bu karar, seçimlerimizi Rum toplumunun
seçim davranışlarına bağlayan toplumumuz için kaçınılmazdı. Bilindiği gibi Rum
yönetimi ilgilileri seçimle ilgili kararlarını daha önceden almışlardı.”
Yazının altında devamla “Seçimle İlgili Dalgalanmalar” alt
başlığı altında: “Toplumumuzda seçimlerin bir an önce yapılmasını
isteyenler çoğunluktaydı. Toplumun bu eğilimi seçimle ilgili bazı
gruplaşmaların oluşmasına da sebep olmuştu. Bu gruplaşmalar özellikle Yürütme
kurulunun bazı kararlarına karşı olanlarca köye kadar inmesini sağlayabilmiştir.
Karşı olanların yanında Yürütme Kurulu üyeleri arasında da gruplaşmalar olmuş;
bir kısım üyeler, seçim tarihini tam kestiremediklerinden, bir seçim gezisine
de çıkmışlardır. Bu gezileri, kaza merkezlerinde köy muhtarları ile yenen
yemeklerin izlediği hatırlardadır. Yürütme kurulunun üyelerinin bir kısmı,
karşı olan grupların birleşmesini önlemek için bazı kişilere “mavi boncuk”lar
dağıtma yoluna gitmişlerdir. Bu “mavi boncuk”ların alımına kapılan bazı seçim
düşkünleri ise grupları parçalamak çabasına girmişler; yakınlarına “Biz, yasama
organlarına girmemizi garantiye alalım; seçim ne ki?” demeye başlamışlardır.
Yazının devamında “ŞU CUMHURİYETÇİ PARTİ” başlığı altında ise kurulacak
partinin fabrika ayarlarının nasıl şekillendiğine dair önemli ipuçlarına
değinilmekteydi; “Karşı grupların, günlük basında adı “Cumhuriyetçi
Parti” olarak anılan bir örgüt etrafında toplanmaları 1968 yılından beri
süregelen çalışmalara dayanıyordu. Gerçek adı “Cumhuriyetçi Parti” olmasa da
disiplinli bir örgüt altında seçim mücadelesine girmeyi ilke edinen gruplar; bu
örgütün programını ve tüzüğünü hazırlayıp, partinin ilânı için ilgililere
sundular (TC yetkililerine NP). (…) Seçimle ve Parti kuruluşuyla ilgili
çalışmaların yoğunlaştığı bir devrede 15 Mayıs Cuma günü Anavatan Dışişleri
Bakanlığı Kıbrıs ve Yunanistan Masası Müdürü Sayın Adnan Bulak, Muavini ve bir
memuru Kıbrıs’a geldiler. Günlük basında (özellikle Bozkurt ve Halkın Sesi Gazetesi
kastediliyor NP) bu ziyaret, “Rutin bir ziyaret” olarak nitelendirildiyse de
seçimlerle ilgili olduğu; hiç değilse Sayın Adnan Bulak’ın bu konu ile yakından
ilgileneceği açıktı. Nitekim de öyle oldu. Sn. Adnan Bulak’ın temaslarından
anlaşıldığına göre Anavatanın seçimle ilgili bazı endişeleri ve tavsiyeleri
vardı. Anavatan demokratik düzenin gereği olan partilerin kurulmasına karşı
değildi. Ancak bunun seçimden sonraki ortam içinde düşünülmesi daha uygun
görülüyordu. Seçimler yapılmalı, fakat topluma yeni kırgınlıklar
getirmemeliydi. Bunun için seçimlere tek programla ve tek listeyle gitmek en
iyiydi. Buna “bir şemsiye altında seçim” deniyordu. Programın hazırlanması ve
ilanı konusu uzun tartışmalara yol açtı. Sonunda programın ilgili kuruluşlar
adına Sn. Rauf Denktaş tarafından açıklanması kabullenildi. Adaylar bu
açıklanacak şemsiye altında ve tek listede toplanacaktır. Toplum bu şemsiyenin
altında toplanacakların bir kısmını oylarıyla açığa çıkarabilecekti.” Savaş
Gazetesinin bu haberinin sonunda sonuç diyerek yapmış olduğu değerlendirmede
ise bu varılan mutabakatla seçimlerin “Şemsiyeli” olacağını okuyucularına
duyurmaktaydı. Fakat gazetenin değerlendirmesinde ince bir detay dikkat
çekiciydi: “Şimdilik “Şemsiyeli Seçim”de anlaşmaya varıldığı
görülmekteyse de Sn. Adnan Bulak’ın görüşmelerinde varılan kararların ihlali
halinde yeni bir takım gelişmeler beklenebilir. Sn. Adnan Bulak’la Kıbrıs’a
gelen Kıbrıs ve Yunanistan Masası Müdür yardımcısı ve arkadaşının burada
kalması bu nedenle olduğu kuvvetle muhtemeldir.”1
CUMHURİYETÇİ PARTİ
LİSTESİNİN BAŞ KÖŞESİ DENKTAŞ’IN...
6 Mayıs 1970 Bozkurt Gazetesi’nin manşet haberinden
duyurduğu muştulu habere göre Cumhuriyetçi Parti kurulma aşamasında programını
tamamlamış, lakin Türk Hükümetinden aldığı talimatla partileşme sürecini
seçimlerden sonraya ötelemişti. Cumhuriyetçi Parti, Rauf Denktaş’a karşı
olmadıklarını ve Sayın Denktaş’ı seçim listelerinin başına koyabileceklerini
açıklıyordu. Cumhuriyetçi Parti fabrika ayarları gereği Denktaş Bey’i partilerüstü bir lider olarak görmekteydi.
Ahmet Tolgay’ın Bozkurt Gazetesinde yazdığı haberinin “Adayları Meçhul Seçim”
başlığı altında şöyle denmekteydi:
Seçim hazırlıklarının
yoğunlaştığı bu günlerde, Türk seçmenler oylarını kimlere vereceklerini hala
bilmemektedirler. Toplumumuz, adayları meçhul bir seçim hazırlığı içindedir.
Tüzüğü ve parti programını hazırlamış bulunan CUMHURİYETÇİ PARTİ de hala
resmi kuruluşunu halka ilan etmemiştir. Buna rağmen partinin kurucularının
yoğun bir hazırlık içinde bulundukları dikkat çekmektedir. Güvenilir
kaynaklardan temin ettiğimiz bilgiye göre, partinin programı Türk Hükümetine
Büyükelçilik kanadı ile iletilmiş bulunmaktadır. 10 daktilo sayfası tutan parti
programının metni bilinmemektedir. Seçimlerde Türk Hükümeti'nin hakemliğine
güvendiklerini tekrarlayan parti yetkilileri , Rauf Denktaş’ı partilerüstü bir
lider olarak kabul ettiklerini belirterek bu konuda şöyle demektedirler: “Biz
seçimlerde Rauf Denktaş’a karşı çıkacak değiliz. Sayın Denktaş’ı seçim
listemizin başına alabiliriz. Kendisi ile hiçbir ihtilafımız yoktur. O bizim için
partilerüstü bir liderdir”2
Şemsiyeli Seçimler boyunca Rauf Denktaş ismi aday tarafından kullanılmış, köy köy gezilerek yemekler
yenmiş, özellikle Ulusal Dayanışma Ekibi ismini alan grup tarafından bolca
istismar edilmiştir. Bozkurt Gazetsi son güne kadar Rauf Denktaş’ı seçimlerde
gözetlemek için aleni şekilde propaganda yapmıştır. Bu zamanın ruhuna aykırı
gelmiyor ve adeta bir pozitif ayrımcılıkla Denktaş Bey destekleniyordu. Bozkurt
Gazetesi ön sayfasından Temsilciler Meclisi ve Cemaat Meclisi oy pusulalarının
tanıtımının yapıldığı 5 Temmuz 1970 günü pusulaların nasıl kullanılacağını şu
cümlelerle açıklıyordu:
“Oy Pusulalarımız:
Yukarıda, bugün Lefkoşa Seçim Bölgesi’nde kullanılacak olan Temsilciler Meclisi
ve Cemaat meclisi oy pusulalarının birer örneği görülmektedir. Oy pusulalarının
sol tarafı kırmızı olup, Lefkoşa Ulusal Dayanışma Ekibi’ne ayrılmıştır. Ekibin
tüm mensuplarını onaylayanlar alt taraftaki karenin içine (x) işareti koymak suretiyle tüm ekip mensuplarına oy
vermiş olurlar. Ekip mensuplarından benimsenenlere tek tek oy verilebilir. Sağ
taraftaki beyaz kısımda ise bağımsız adayların isimleri bulunmaktadır. Türk
Cemaat Meclisi oy pusulasının dördüncü sırası Rauf Denktaş’a aittir. Her seçmen
oy pusulalarında 5’er ismin karşısına (x) işaret koynak yetkisine sahiptir.
Asgarisi olur, azamisi olmaz. 5 isimden fazlasına oy verenlerin pusulası
geçersiz sayılacaktır” Buradan da görüleceği gibi Rauf Denktaş ismine açık bir
işaret vardı.
İLK İSİM DENKTAŞ...
Seçimlerin yapılacağı
gün 5 Temmuz 1970 tarihli Bozkurt Gazetesi’ndeki “İlk İsim Denktaş” başlıklı
telkinli yazıda, Rauf Denktaş isminin diğer adaylardan nasıl ayrıştırıldığını
görmek mümkün oluyordu. Bu gün olsa yazı seçim yasaklarına takılırdı tabi lakin
o günler için herkesin fabrika ayarları aynıydı sanırım. Denktaş için pozitif
ayrımcılıkla yazılan destek yazısı şöyleydi: “Yıllardan beri ilk defa olarak
bugün yapılmakta olan genel seçimlerimiz, Türk toplumu için çeşitli açılarda
önem taşımaktadır. Günlerdir, bu seçimlerin Türk Toplumu için taşıdığı önem ve
özelliklerin sözü edilmektedir. “Bismillah” diyerek sandık başına gitmeden
önce, burada önemli bir hususa daha değinmek isteriz. Lefkoşa seçmenlerinin
sandık başında yapmaları gereken ilk iş, Türk Cemaat Meclisi oy pusulasının
beyaz bölümünde 4 numaralı sıraya (x) işareti koymak olmalıdır. Şükran ve
yurttaşlık borcumuzdu damgasını bekleyen bu sıra, adaylar ve ekiplerüstü lider,
Sayın Rauf Denktaş’a ayrılmıştır. Bağımsızlar listesinin 4 numaralı sırasına
koyacağımız çarpı işareti, bir bakıma halkımızın Sayın Denktaş’a güvenoyu
olacaktır. Sayın Denktaş, şüphesiz ki seçim listesinin en garanti adayıdır. Ne
var ki, seçim propagandası boyunca seçmen kafasında yaratılan bulanıklık, çoğu
seçmenin sandık başına yanlış bir anlama ile gitmesi ihtimalini doğurmaktadır.
Gerekli seçim eğitiminden yoksun olan seçmenin yanlış bir değerlendirme ile
yapacağı seçim işlemi, Sayın Denktaş’a oy kaybettirebilir. Halen Türk Toplumunu
toplumlararası görüşmelerde temsil etmekte olan Rauf Denktaş, müzakere
masasındaki gücünü sürdürebilmesi için, seçimlerden halkın ezici oy çoğunluğu
ile çıkmalıdır. Bugünkü seçimlere bir güven oylaması gözü ile bakmamızın nedeni
budur. Seçim propagandası sırasında ismi birçok adaylar tarafından istismar
edilmiş olan Rauf Denktaş, demokrat kişiliğini alkışlanacak bir tarafsızlıkla
ortaya koymuştur. Halkın iradesi, Sayın Denktaş’a güvenini ezici bir oy
çoğunluğu ile perçinlemelidir. Denktaş’a güvenimizi, ancak şu şekilde
perçinleyebiliriz. TCM oy pusulalarının beyaz bölümünde dört numaralı sırayı
işaretlemek. Bu sıra Sayın Denktaş’a tahsis edilmiştir”3
5 Temmuz 1970 seçimleri
içerisinde çok ciddi listecilik ve gombinaların döndüğü bilinmektedir.
Özellikle Ulusal Dayanışma Ekibi altında toplanan adayların seçimden bir gün
önceki gece Saray Otel’in Roof’unda SEÇİM TELAŞ KEBABI adı altında
düzenledikleri özel menü dikkat çekicidir. Halen her seçim seçmenleri, partilileri
yedirme geleneğimiz devam etmekle birlikte zamanla bu Seçim Telaş Kebabı et
veya tavuk döner menüsüne dönüşmüştür. O günkü adı seçim telaşı idi bugünkü adı ise döner partisi. Değişen sadece isim olmuş. Telaş gene aynı telaş...
ŞEMSİYELİ
SONUÇLARI...
5 Temmuz 1970
Seçimlerinde kesinleşen seçmen sayısını ilk kez Genel Seçim Memuru görevine
getirilen Vedat Çelik 30 Haziran günü düzenlediği basın toplantısıyla 63,500
olarak açıklamıştı. Ada çapında 146 seçim merkezinin
belirlendiği 5 Temmuz seçimlerinde, seçim bölgelere göre seçmen sayısı dağılımı
ise şöyleydi: Lefkoşa 25,000, Mağusa 10,000,
Lârnaka 8,000, Limasol 9,500, Baf 8,500 ve Girne’de ise 2,500 seçmen. Kıbrıs Türk Halkının 5 Temmuz 1970 seçimlerine iştirak
oranı % 80 civarında olmuştu. 7 Temmuz 1970 tarihinde seçimde başarılı olarak
seçilen yeni üyeler ve aldıkları oy oranları ise şöyleydi:
5 TEMMUZ 1970 TÜRK CEMAAT MECLİSİ
SEÇİM SONUÇLARI VE ADAYLARIN ALDIKLARI OYLAR
ADAYIN İSMİ SEÇİM BÖLGESİ ADAYIN ALDIĞI OY
Rauf DENKTAŞ
Lefkoşa 10,818
Nejat KONUK
Lefkoşa 6,615
Nevzat UZUNOĞLU Lefkoşa 4,818
Özker YAŞIN Lefkoşa 4,369
Ali SÜHA Lefkoşa 4,363
H.M GÜLTEKİN Mağusa 2,968
Fuat VEZİROĞLU
Mağusa 2,872
Hüseyin SARI Mağusa 2,622
Talat YURDAKUL Larnaka 1,410
İsmail BOZKURT Larnaka 1,208
Dt. Ayhan HALİT Leymosun 2,548
Çağatay ALİ Leymosun 2,488
Behiç KALKAN Baf 2,246
Ahmet AZİZ Ba 1,893
Halil FİRET Girne 438
TEMSİLCİLER
MECLİSİ SEÇİM SONUÇLARI VE ADAYLARIN ALDIKLARI OYLAR
ADAYIN İSMİ SEÇİM
BÖLGESİ ADAYIN
ALDIĞI OY
Dr. Necdet ÜNEL
Lefkoşa 5,783
Mehmet KÜÇÜK
Lefkoşa 5,291
Erol KAZIM
Lefkoşa 5,190
Kemal DENİZ
Lefkoşa 5,158
Ümit SÜLEYMAN Lefkoşa 4,651
İsmet KOTAK Mağusa 3,932
Dr. Hasan GÜVENER Mağusa 3,910
Dr. Burhan NALBANTOĞLU Mağusa 3,467
Dr. Haluk AVNİ Larnaka 3,493
Mustafa GÜRYEL Larnaka 2,390
Ziya RIZKI Leymosun 3,127
Ekrem AVCIOĞLU Leymosun 2,519
Dr. Şemsi KAZIM Baf 2,206
Sobutay Ali RATİP Baf 2,176
Mustafa Hacı AHMET Girne 1,150
Cumhuriyetçi Parti’nin kurucularının öncülüğünde parti kurulmadan ortaya
konan fabrika ayarlarının da katkısıyla Denktaş Bey ciddi bir oy alarak
seçimlerden başarıyla çıkar. Rauf Denktaş halktan aldığı güçlü destekle de ilk kamusal
paylaşımını “CEMAATİMİZE HİZMET EN BÜYÜK
ZEVKİM OLACAK” başlığıyla 8 Temmuz 1970 tarihinde yine Bozkurt aracılığıyla
duyurmuştu: “Seçimlerde oylarını bana vererek beni yeniden göreve davet etmiş
olan seçmenlere, her sahada ve daima beni desteklemiş ve bana çalışmalarımda
destek olmuş halkımıza candan teşekkürlerimi sunarım. Bana göstermiş olduğunuz
güven beni bir o kadar daha sizler için canla başla, büyük bir şevk içerisinde
çalışmaya itmiştir. Seçimlerden önce de söylediğim gibi, yılmadan yorulmadan
daha iyi günlere ulaşmak parolasıyla cemaatime hizmet etmek en büyük zevkim
olacaktır”4
Siyasi tarihimiz açısından önemli bir kırılma noktası olan 5 Temmuz 1970
seçimleri sonrası ilk siyasi partimiz olan Cumhuriyetçi Türk Partisi milliyetçi
bir grup aydın ve demokrat iş insanımız tarafından kurulmuştu. CTP baskı dönemlerinde yaşanan birçok toplumsal soruna karşı ciddi muhalefet yaparak demokratikleşme sürecimize katkı
sağlamıştır. Fabrika ayarları bugünkünden çok farklı olsa da o günün koşulları
içerisinde anakronizme düşmeden gerçek fabrika ayarlarına bakmanın önemli olduğunu düşünüyorum. Burada esas dikkat çekmek istediğim husus, siyasi
tarihimize sinmiş olan gombinacılık ve dış destekle kendini tanımlayan siyasilerin yarattığı patolojik durumun halen devam ediyor olmasıdır.
Dipnotlar
1 Girne Milli Arşiv, Savaş Gazetesi,
22 Mayıs 1970, Yıl: 2, Sayı:59, Sayfa: 1-4
2 Girne Milli Arşiv, Bozkurt
Gazetesi, 6 Mayıs 1970, Yıl: 19, Sayı:6645, Sayfa: 1-4
3 Girne Milli Arşiv, Bozkurt
Gazetesi, 5 Temmuz 1970, Yıl: 19, Sayı:6704, Sayfa: 1
4 Girne Milli Arşiv, Bozkurt
Gazetesi, 8 Temmuz 1970, Yıl: 19, Sayı:6707, Sayfa: 1
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder