Naim PINAR
naimpinar@gmail.com
ÇANLAR KİMİN İÇİN ÇALIYOR?
Yarın Kıbrıslı Türkler,
1976’dan bugüne dek tam onuncu kez sandık başına gidiyor. Kıbrıslı Türklerin
siyasal yaşamında Türkiye’nin rolü ve yeri her zaman büyük olmuştur. AKP
iktidarındaki Türkiye Hükümetlerinin Kıbrıs’a bakışı diğer TC hükümetlerinden
farklı şekillenmiştir. 2002’de başlayan TC-KKTC arasındaki gerginlik önce
milliyetçi kanadın ciddi şekilde yara almasına neden olmuş, Denktaş gibi
Türkiye halkları üzerinde siyasi etkisi olan bir figür siyasetten çekilmek
zorunda kalmıştır. Daha sonraki yıllarda kuzey Kıbrıs’taki demokrat, sol sivil
toplum örgütleri ve sendikalar AKP’nin hedefi haline gelmiştir. Zamanla AKP hükümetlerinin
pragmatik politika ekseni ve ekonomik yaptırımları Kıbrıslı Türklerin arzu
etmediği gelişmelerin oluşmasına yol açmıştır. Toplumsal olarak aşağılanmışlık
duygusu yaşayan Kıbrıslı Türkler, sağcısından solcusuna belki de ilk kez bu
seçimlerde TC hükümetinin işaretine kulak tıkayacaktır. 1974’den günümüze kadar
Kıbrıslı Türklerin büyük çoğunluğu TC hükümetlerinin söylemlerinden direkt
olarak etkilenmekte ve bu söylemlerden mesajlar çıkarmaktadır. Kuzey
Kıbrıs’taki siyasi yapının ayakta kalmasını sağlayan donelerden biri de
yıllarca TC’den gelen mesajlardır. Fakat yarın gerçekleşecek seçimler sonucunda
çıkacak olan tablo çok konuşulacaktır. Zira
Kıbrıslı Türkler siyasetin kirlendiğini her zaman bildi, fakat ses çıkarmadı,
Kıbrıslı Türkler, siyasetin özgür olmadığını hep hissetti, ama ses çıkarmadı,
Kıbrıslı Türkler, siyasilerin hep oyuncağı oldu, ama kendi de bu oyunu hep
sevdi. Bugün ise gelinen son noktada küskün, bıkkın bir toplum vardır. Artık bu
toplumun oyun oynamak isteyeceğini hiç sanmıyorum. Kısaca son 37 yılda yaşanan
seçimlere bakacak olursak toplumsal olarak nelere şahit olduğumuzu
hatırlayabiliriz.
1976 K.T.F.D (Kıbrıs
Türk Federe devleti) döneminde yaşanan ilk milletvekilliği seçimlerinde
milliyetçi söylemler halk nazarında etkili olmuş ve yeni kurulan UBP
seçimlerden zaferle çıkmıştı. Muhalif partiler ise Kıbrıslı Türklerin
yaşamlarındaki olumsuzlukları cesaretle vurgulamışlarsa da savaştan çıkmış,
nüfusunun büyük bölümü göçmen olmuş bir toplumun öncelikleri; ailelerinin
yaşamlarını garanti altına almak, iskân ve rehabilitasyon sorunlarına çare
aramak olduğundan idareyi elinde tutan “Liderliğe” yani yaşamlarının garantisi
gördükleri erke meyletmişlerdir.
Kıbrıslı Türkler,
K.T.F.D’nin ilk seçimlerinden 1981 yılındaki ikinci seçimlere değin UBP
içerisindeki güç kavgalarına ve menfaat çatışmalarına şahit olmuştur. Seçimler
sonunda kurulan UBP hükümetinde İrsen Küçük ve Derviş Eroğlu ilk kez bir
kabinede birlikte olmuşlardı. Fakat bu birliktelik uzun sürmemiş ve 9 Mayıs
1977’de Derviş Eroğlu Eğitim, Öğrenim ve Kültür bakanlığından istifa etmiştir. UBP
içindeki çalkalanmadan ayakta kalan Tarım Bakanlığı görevini sürdüren İrsen
Küçük olmuştur. Bu döneme kısaca “güç
kimde?” dönemi diyebiliriz. İrsen Küçük 1976’dan Aralık 1983’e kadar bu
görevi sürdürmüştür. Derviş Bey ise bu dönem zarfında UBP içerisinde git gide güçlenmiş
ve 1985’de artık Başbakan olarak siyasi arenada güç bende demiştir. Başbakan
Eroğlu olduğu sürece ta ki 1998’e değin İrsen Küçük hiçbir kabinede görev
alamamıştır. 28 Haziran 1981 yılında yapılan K.T.F.D ikinci seçimlerinde ise
çıkan tablo UBP’nin azınlık hükümeti kurmasına yol açsa da toplum açısından
değişen bir şey yoktu. Kıbrıslı Türklerin bir kısmı siyasetin çarkları arasında
ezilmiş, bir kısmı ise bu çarklara yağ olmuştur. Bu dönemde muhalefet
partilerinin koalisyon kurma çalışmalarında kısır döngü yaşandığını görüyoruz. Ardından
gelen KKTC’nin ilanı ve ilk seçimlerinde, UBP içerisinde gücü eline geçiren Dr.
Derviş Eroğlu artık Başbakan olmuştur. KKTC’nin ilk seçimleri, bugün yaşanan
Eroğlu-Küçük kavgasının zeminini de bizlere sunmaktadır. 23 Haziran1985 genel
seçimleri öncesi UBP’den istifa eden İrsen Küçük seçimlere yeni kurduğu
Toplumcu Atılım Partisi altında katılmıştı. Bu olay aynı seçimlerde dağıtılan
UBP seçim bildirgesinde bir ihanet olarak yer alıyordu: “İsmet Kotak, İrsen Küçük ve Raif Denktaş gibi politikacılar, UBP’de
topladıkları oylar sayesinde politik hayattaki yerlerini almışlardır.. Bu üç
politikacı, kendilerine politik hayatta yer kazandıran Ulusal Birlik Partisine
ve partinin güçlü tabanına karşı İHANET işlemişlerdir. Bu ihanetin ağır
bedelini, önümüzdeki seçimlerde halkımızın iradesiyle, partileriyle birlikte
siyaset sahnesinin dışına atılmakla ödeyeceklerdir”. 1
UBP içerisindeki
çatışmadan doğan ayrılıklar bugün Eroglu ve Küçük arasındaki kavganın tarihsel
arka planı olarak karşımıza çıkıyor. 1985 yılındaki seçimler sonucunda seçim
barajının da % 8 olmasının katkısıyla UBP’den ayrılan ihanetçiler başarısız
olmuşlardır. Bu seçimler sonucunda İrsen Küçük adeta UBP seçim bildirgesinde
yazdığı gibi siyasetin dışına itiliyordu. Aynı bildiride İrsen Küçük’ü “Beygir”
amblemli partisinin kurtaramayacağına da vurgu yapılıyordu: “UBP içinde barınamayan, parti içindeki
demokrasiye tahammül edemeyen ve bakanlık koltuğu alamayınca “benden sonrası
tufan” zihniyetiyle UBP’den kaçan ve partimizin güçlü tabanından beyhude
gayretlerle kendi taraflarına taban kaydırmaya çalışanların ne kadar kişiliksiz
oldukları tesbit ettikleri parti amblemlerine baktıkça daha iyi
anlaşılmaktadır. Halkımızın belirli
kesimlerini etkilemek ve oy tavlamak için İsmet Kotak’ın DHP’si ve Türkiye’de
12 Eylül’den sonra kapatılmış olan CHP’nin 6 ok amblemini: İrsen Küçük’ün TAP’ı
ise DP ile AP’nin meşhur at amblemini almışlardır. Bu taklitçilikleriyle
şahsiyetsiz ve özentili politikanın temsilcileri haline İsmet Kotak’ın altıok,
İrsen Küçük’ü ise “beygir” kurtaramayacaktır”. 2
1985 seçimlerinin
sonunda I. Eroğlu Hükümeti kurulmuştu. Bu tarihten 1998 tarihine kadar Eroğlu
Başbakanlığında 6 Hükümet kurulmuş, İrsen Küçük bu altı hükümete kadar olan 13
yıllık sürede oluşan kabinelerin hiçbirinde yer alamamıştır. Ta ki 30 Aralık
1998 tarihinde UBP-TKP koalisyon hükümeti kuruluncaya dek. 2000’li yıllara
gelinirken Kıbrıs Sorunu Kıbrıslı Türklerin tekrardan gündemine getiriliyor.
Seçimler artık milenyumla birlikte dış politika ekseninde ve milliyetçilik kıskacında
şekilleniyordu. Toplum, iki cepheye ayrılarak ulusalcı ve barış yanlılarının
tartışmaları arasında eziliyordu. Hem barış talebi hem de ulusal hisleri güçlü
olan seçmenler, bu süreçte Türkiye’nin değişen dış politika ekseni arasına
sıkışan duygularıyla siyasette sadece menfaatlerin hâkim olduğu inancına geri
dönüyor ve seçmenin seçime katılım oranı düşüyordu. Örneğin barış yanlılarının
söylemlerinin hâkim olduğu 17 Nisan 2005 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde,
Cumhurbaşkanı seçilen Mehmet Ali Talat % 55,9 oy almıştı. Seçime katılım
oranıysa % 69.58 gibi KKTC için oldukça düşük bir katılımla gerçekleşmişti. Katılımın
düşük olmasının nedenlerinin başında TC’deki AKP hükümetinin dış politikadaki
pragmatik duruşu gelmekteydi. Zira ulusalcı kanat ilk kez TC hükümeti
tarafından görmezlikten geliniyor ve bağnaz olarak nitelendiriliyordu. 2009’a
gelindiğinde CTP-BG’nin büyük ortak olduğu hükümetlerin toplum tarafından
eleştiri yağmuruna tutulması sonucunda toplumun ulusalcı küskün kanadı ki
bunlar azımsanmayacak bir orana sahiptir sandık başına giderek önce UBP’yi tek
başına iktidar yapmış daha sonra da UBP’nin lideri Dr. Derviş Eroğlu’nu %
50.38’lik destekle saraya yollamıştır. Bu seçimlerde % 76.37’lik katılım oranı yakalanmış ve
ulusalcı kanadın adayı Eroğlu kazanmıştı. Derviş Eroğlu’nun saraya
uğurlanmasının ardından UBP kendi içerisindeki kazanı kaynatmaya başlamış,
1976’dan beri siyasette varlığını sürdürmüş İhtiyarlardan olan İrsen Küçük
ortamın ısınmasıyla tek tek rakiplerini kazanın içine itmeye başlamıştır.
Halkın şahit olduğu olaylar dudak uçuklatacak şekildeydi. Fakat UBP’nin bunları
ilk kez aleni olarak yapması dışında olağan politik kavgalar olarak anıldığını
gözlemledik. Muhalefetin gittikçe artan tepkisi, hem TC’nin ekonomik
programlarına hem de hükümetin kişiliksiz duruşuna halkın yeter demesine yol
açmıştır.
Bugün siyaset, halk
nazarında yolsuzluklar, dolarlar, transferler ve diğer ahlak dışı ilişkiler
sarmalı olarak hatırlanmaktadır. Halkın seçime katılım oranı merak konusudur.
Seçmenin yeniden temiz siyasete inanması için ortamda siyasetin oksijeni
sayılan “hizmet etme arzusu” ile yanıp tutuşan politikacıların azlığı bu inancı
zayıflatmaktadır. Milletin vekili yani temsilcisi olacak olanların “acaba bu
haftaki oturuma kaçı katıldı?” sorusunu sordurmayacağı bir parlamento için
halkın ince eleyip sık dokuması ve artıkları eleğin üstünde bırakmaları
gerekiyor. Yazının sonunda sizlerle paylaştığım tablonun son bölümünü boş
bırakıyorum. Herkesin politize olduğu bir ülkede eminim ki tahmin yazmak
isteyen birçok seçmen olacaktır.
Tahminleriniz sizin düşünceleriniz mi yoksa toplumun alışkanlıklarını
göze alarak değerlendirme yaptığınız bir siyasi karar mı? Bu konuya çok dikkat
edin. Siyaset, sorunlara çare üretecek ve insanlığın gelişimini şekillendirecek
projelerle paralel giderse o zaman sistem kendiliğinden oluşur. Siyasette çareler
bireysel olursa o zaman herkesin kendi sistemciği olur, ancak çareler kolektif
çıkarlara hizmet ederse bu sistem hepimizin olur. Artık kuzey Kıbrıs’ta herkese
eşit duran, tarafsız bir yapının inşa zamanı gelmiştir. Köklü bir reform mu yoksa
alışılmış düzenin yeniden şekillenmesi mi? Bu kararı bugün hep birlikte
vermeliyiz…
Seçim
Tarihi
|
Siyasi
Partiler
|
Aldıkları
Oy %
|
Vekil
Sayısı
|
Seçmen
Sayısı
|
Seçime
Katılım Oranı
|
20
Haziran 1976 KTFD Milletvekilliği
|
UBP
|
%
50.3
|
30
|
75.824
|
%74.3
|
TKP
|
% 20.2
|
6
|
|||
CTP
|
%
12.8
|
2
|
|||
HP
|
% 11.7
|
2
|
|||
28
Haziran 1981 KTFD Milletvekilliği
|
UBP
|
%
42.5
|
18
|
84.721
|
%
88.6
|
TKP
|
% 28.5
|
13
|
|||
CTP
|
%
15.1
|
6
|
|||
DHP
|
%
8.1
|
2
|
|||
TBP
|
%
5.5
|
1
|
|||
23
Haziran 1985 KKTC Milletvekilliği
|
UBP
|
%
36.7
|
24
|
95.124
|
%
87.4
|
CTP
|
%
21.4
|
12
|
|||
TKP
|
% 15.8
|
10
|
|||
YDP
|
%
8.8
|
4
|
|||
6
Mayıs 1990 KKTC Milletvekilliği
|
UBP
|
%
54.7
|
34
|
103.218
|
%
91.5
|
DMP
|
%
44.5
|
16
|
|||
YKP
|
%
0.8
|
-
|
|||
13
Ekim 1991
KKTC
Milletvekilliği Ara Seçimleri
|
UBP
|
%
67
|
11
|
106.303
|
%
67.2
|
HDP
|
%
13.9
|
1
|
|||
12
Aralık 1993 KKTC
Erken
Genel Seçimleri
|
UBP
|
%
29.9
|
17
|
108.622
|
%
92.9
|
DP
|
%
29.2
|
15
|
|||
CTP
|
%
24.2
|
13
|
|||
TKP
|
%
13.3
|
5
|
|||
6
Aralık 1998
KKTC
Milletvekilliği
|
UBP
|
%
40.4
|
24
|
122.574
|
%
86.6
|
DP
|
%
22.6
|
13
|
|||
TKP
|
%
15.3
|
7
|
|||
CTP
|
%
13.4
|
6
|
|||
14
Aralık 2003
KKTC
Milletvekilliği
|
CTP
|
%
35.17
|
19
|
141.596
|
%
86
|
UBP
|
%
32.89
|
18
|
|||
DP
|
%
12.92
|
7
|
|||
BDH
|
%
13.2
|
6
|
|||
20 Şubat 2005
KKTC
Milletvekilliği
|
CTP-BG
|
%
44.5
|
25
|
147.823
|
%
80.8
|
UBP
|
%
31.7
|
18
|
|||
DP
|
%
13.5
|
6
|
|||
BDH
|
%
5.8
|
1
|
|||
19 Nisan 2009
KKTC
Erken
Genel Seçimleri
|
UBP
|
%
43.97
|
26
|
161.373
|
%
81.7
|
CTP-BG
|
%
29.34
|
15
|
|||
DP
|
%
10.64
|
5
|
|||
TDP
|
%
6.87
|
2
|
|||
ÖRP
|
%
6.2
|
2
|
|||
28
Temmuz 2013 KKTC
Erken
Genel Seçimleri
|
CTP-BG
|
%
…..
|
…..
|
||
UBP
|
%
…..
|
…..
|
|||
DP-UG
|
%
…..
|
…..
|
|||
TDP
|
%
.....
|
…..
|
|||
BKP-TVG
|
%
…..
|
…..
|
Dipnotlar
11985
UBP seçim bildirgesinden
21985
UBP seçim bildirgesinden