27 Temmuz 2013 Cumartesi

ÇANLAR KİMİN İÇİN ÇALIYOR?

Naim PINAR
naimpinar@gmail.com
ÇANLAR KİMİN İÇİN ÇALIYOR?
Yarın Kıbrıslı Türkler, 1976’dan bugüne dek tam onuncu kez sandık başına gidiyor. Kıbrıslı Türklerin siyasal yaşamında Türkiye’nin rolü ve yeri her zaman büyük olmuştur. AKP iktidarındaki Türkiye Hükümetlerinin Kıbrıs’a bakışı diğer TC hükümetlerinden farklı şekillenmiştir. 2002’de başlayan TC-KKTC arasındaki gerginlik önce milliyetçi kanadın ciddi şekilde yara almasına neden olmuş, Denktaş gibi Türkiye halkları üzerinde siyasi etkisi olan bir figür siyasetten çekilmek zorunda kalmıştır. Daha sonraki yıllarda kuzey Kıbrıs’taki demokrat, sol sivil toplum örgütleri ve sendikalar AKP’nin hedefi haline gelmiştir. Zamanla AKP hükümetlerinin pragmatik politika ekseni ve ekonomik yaptırımları Kıbrıslı Türklerin arzu etmediği gelişmelerin oluşmasına yol açmıştır. Toplumsal olarak aşağılanmışlık duygusu yaşayan Kıbrıslı Türkler, sağcısından solcusuna belki de ilk kez bu seçimlerde TC hükümetinin işaretine kulak tıkayacaktır. 1974’den günümüze kadar Kıbrıslı Türklerin büyük çoğunluğu TC hükümetlerinin söylemlerinden direkt olarak etkilenmekte ve bu söylemlerden mesajlar çıkarmaktadır. Kuzey Kıbrıs’taki siyasi yapının ayakta kalmasını sağlayan donelerden biri de yıllarca TC’den gelen mesajlardır. Fakat yarın gerçekleşecek seçimler sonucunda çıkacak olan tablo çok konuşulacaktır.  Zira Kıbrıslı Türkler siyasetin kirlendiğini her zaman bildi, fakat ses çıkarmadı, Kıbrıslı Türkler, siyasetin özgür olmadığını hep hissetti, ama ses çıkarmadı, Kıbrıslı Türkler, siyasilerin hep oyuncağı oldu, ama kendi de bu oyunu hep sevdi. Bugün ise gelinen son noktada küskün, bıkkın bir toplum vardır. Artık bu toplumun oyun oynamak isteyeceğini hiç sanmıyorum. Kısaca son 37 yılda yaşanan seçimlere bakacak olursak toplumsal olarak nelere şahit olduğumuzu hatırlayabiliriz.
1976 K.T.F.D (Kıbrıs Türk Federe devleti) döneminde yaşanan ilk milletvekilliği seçimlerinde milliyetçi söylemler halk nazarında etkili olmuş ve yeni kurulan UBP seçimlerden zaferle çıkmıştı. Muhalif partiler ise Kıbrıslı Türklerin yaşamlarındaki olumsuzlukları cesaretle vurgulamışlarsa da savaştan çıkmış, nüfusunun büyük bölümü göçmen olmuş bir toplumun öncelikleri; ailelerinin yaşamlarını garanti altına almak, iskân ve rehabilitasyon sorunlarına çare aramak olduğundan idareyi elinde tutan “Liderliğe” yani yaşamlarının garantisi gördükleri erke meyletmişlerdir.
Kıbrıslı Türkler, K.T.F.D’nin ilk seçimlerinden 1981 yılındaki ikinci seçimlere değin UBP içerisindeki güç kavgalarına ve menfaat çatışmalarına şahit olmuştur. Seçimler sonunda kurulan UBP hükümetinde İrsen Küçük ve Derviş Eroğlu ilk kez bir kabinede birlikte olmuşlardı. Fakat bu birliktelik uzun sürmemiş ve 9 Mayıs 1977’de Derviş Eroğlu Eğitim, Öğrenim ve Kültür bakanlığından istifa etmiştir. UBP içindeki çalkalanmadan ayakta kalan Tarım Bakanlığı görevini sürdüren İrsen Küçük olmuştur. Bu döneme kısaca “güç kimde?” dönemi diyebiliriz. İrsen Küçük 1976’dan Aralık 1983’e kadar bu görevi sürdürmüştür. Derviş Bey ise bu dönem zarfında UBP içerisinde git gide güçlenmiş ve 1985’de artık Başbakan olarak siyasi arenada güç bende demiştir. Başbakan Eroğlu olduğu sürece ta ki 1998’e değin İrsen Küçük hiçbir kabinede görev alamamıştır. 28 Haziran 1981 yılında yapılan K.T.F.D ikinci seçimlerinde ise çıkan tablo UBP’nin azınlık hükümeti kurmasına yol açsa da toplum açısından değişen bir şey yoktu. Kıbrıslı Türklerin bir kısmı siyasetin çarkları arasında ezilmiş, bir kısmı ise bu çarklara yağ olmuştur. Bu dönemde muhalefet partilerinin koalisyon kurma çalışmalarında kısır döngü yaşandığını görüyoruz. Ardından gelen KKTC’nin ilanı ve ilk seçimlerinde, UBP içerisinde gücü eline geçiren Dr. Derviş Eroğlu artık Başbakan olmuştur. KKTC’nin ilk seçimleri, bugün yaşanan Eroğlu-Küçük kavgasının zeminini de bizlere sunmaktadır. 23 Haziran1985 genel seçimleri öncesi UBP’den istifa eden İrsen Küçük seçimlere yeni kurduğu Toplumcu Atılım Partisi altında katılmıştı. Bu olay aynı seçimlerde dağıtılan UBP seçim bildirgesinde bir ihanet olarak yer alıyordu: “İsmet Kotak, İrsen Küçük ve Raif Denktaş gibi politikacılar, UBP’de topladıkları oylar sayesinde politik hayattaki yerlerini almışlardır.. Bu üç politikacı, kendilerine politik hayatta yer kazandıran Ulusal Birlik Partisine ve partinin güçlü tabanına karşı İHANET işlemişlerdir. Bu ihanetin ağır bedelini, önümüzdeki seçimlerde halkımızın iradesiyle, partileriyle birlikte siyaset sahnesinin dışına atılmakla ödeyeceklerdir”. 1
UBP içerisindeki çatışmadan doğan ayrılıklar bugün Eroglu ve Küçük arasındaki kavganın tarihsel arka planı olarak karşımıza çıkıyor. 1985 yılındaki seçimler sonucunda seçim barajının da % 8 olmasının katkısıyla UBP’den ayrılan ihanetçiler başarısız olmuşlardır. Bu seçimler sonucunda İrsen Küçük adeta UBP seçim bildirgesinde yazdığı gibi siyasetin dışına itiliyordu. Aynı bildiride İrsen Küçük’ü “Beygir” amblemli partisinin kurtaramayacağına da vurgu yapılıyordu: “UBP içinde barınamayan, parti içindeki demokrasiye tahammül edemeyen ve bakanlık koltuğu alamayınca “benden sonrası tufan” zihniyetiyle UBP’den kaçan ve partimizin güçlü tabanından beyhude gayretlerle kendi taraflarına taban kaydırmaya çalışanların ne kadar kişiliksiz oldukları tesbit ettikleri parti amblemlerine baktıkça daha iyi anlaşılmaktadır.  Halkımızın belirli kesimlerini etkilemek ve oy tavlamak için İsmet Kotak’ın DHP’si ve Türkiye’de 12 Eylül’den sonra kapatılmış olan CHP’nin 6 ok amblemini: İrsen Küçük’ün TAP’ı ise DP ile AP’nin meşhur at amblemini almışlardır. Bu taklitçilikleriyle şahsiyetsiz ve özentili politikanın temsilcileri haline İsmet Kotak’ın altıok, İrsen Küçük’ü ise “beygir” kurtaramayacaktır”. 2
1985 seçimlerinin sonunda I. Eroğlu Hükümeti kurulmuştu. Bu tarihten 1998 tarihine kadar Eroğlu Başbakanlığında 6 Hükümet kurulmuş, İrsen Küçük bu altı hükümete kadar olan 13 yıllık sürede oluşan kabinelerin hiçbirinde yer alamamıştır. Ta ki 30 Aralık 1998 tarihinde UBP-TKP koalisyon hükümeti kuruluncaya dek. 2000’li yıllara gelinirken Kıbrıs Sorunu Kıbrıslı Türklerin tekrardan gündemine getiriliyor. Seçimler artık milenyumla birlikte dış politika ekseninde ve milliyetçilik kıskacında şekilleniyordu. Toplum, iki cepheye ayrılarak ulusalcı ve barış yanlılarının tartışmaları arasında eziliyordu. Hem barış talebi hem de ulusal hisleri güçlü olan seçmenler, bu süreçte Türkiye’nin değişen dış politika ekseni arasına sıkışan duygularıyla siyasette sadece menfaatlerin hâkim olduğu inancına geri dönüyor ve seçmenin seçime katılım oranı düşüyordu. Örneğin barış yanlılarının söylemlerinin hâkim olduğu 17 Nisan 2005 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, Cumhurbaşkanı seçilen Mehmet Ali Talat % 55,9 oy almıştı. Seçime katılım oranıysa % 69.58 gibi KKTC için oldukça düşük bir katılımla gerçekleşmişti. Katılımın düşük olmasının nedenlerinin başında TC’deki AKP hükümetinin dış politikadaki pragmatik duruşu gelmekteydi. Zira ulusalcı kanat ilk kez TC hükümeti tarafından görmezlikten geliniyor ve bağnaz olarak nitelendiriliyordu. 2009’a gelindiğinde CTP-BG’nin büyük ortak olduğu hükümetlerin toplum tarafından eleştiri yağmuruna tutulması sonucunda toplumun ulusalcı küskün kanadı ki bunlar azımsanmayacak bir orana sahiptir sandık başına giderek önce UBP’yi tek başına iktidar yapmış daha sonra da UBP’nin lideri Dr. Derviş Eroğlu’nu % 50.38’lik destekle saraya yollamıştır. Bu seçimlerde  % 76.37’lik katılım oranı yakalanmış ve ulusalcı kanadın adayı Eroğlu kazanmıştı. Derviş Eroğlu’nun saraya uğurlanmasının ardından UBP kendi içerisindeki kazanı kaynatmaya başlamış, 1976’dan beri siyasette varlığını sürdürmüş İhtiyarlardan olan İrsen Küçük ortamın ısınmasıyla tek tek rakiplerini kazanın içine itmeye başlamıştır. Halkın şahit olduğu olaylar dudak uçuklatacak şekildeydi. Fakat UBP’nin bunları ilk kez aleni olarak yapması dışında olağan politik kavgalar olarak anıldığını gözlemledik. Muhalefetin gittikçe artan tepkisi, hem TC’nin ekonomik programlarına hem de hükümetin kişiliksiz duruşuna halkın yeter demesine yol açmıştır.
Bugün siyaset, halk nazarında yolsuzluklar, dolarlar, transferler ve diğer ahlak dışı ilişkiler sarmalı olarak hatırlanmaktadır. Halkın seçime katılım oranı merak konusudur. Seçmenin yeniden temiz siyasete inanması için ortamda siyasetin oksijeni sayılan “hizmet etme arzusu” ile yanıp tutuşan politikacıların azlığı bu inancı zayıflatmaktadır. Milletin vekili yani temsilcisi olacak olanların “acaba bu haftaki oturuma kaçı katıldı?” sorusunu sordurmayacağı bir parlamento için halkın ince eleyip sık dokuması ve artıkları eleğin üstünde bırakmaları gerekiyor. Yazının sonunda sizlerle paylaştığım tablonun son bölümünü boş bırakıyorum. Herkesin politize olduğu bir ülkede eminim ki tahmin yazmak isteyen birçok seçmen olacaktır.  Tahminleriniz sizin düşünceleriniz mi yoksa toplumun alışkanlıklarını göze alarak değerlendirme yaptığınız bir siyasi karar mı? Bu konuya çok dikkat edin. Siyaset, sorunlara çare üretecek ve insanlığın gelişimini şekillendirecek projelerle paralel giderse o zaman sistem kendiliğinden oluşur. Siyasette çareler bireysel olursa o zaman herkesin kendi sistemciği olur, ancak çareler kolektif çıkarlara hizmet ederse bu sistem hepimizin olur. Artık kuzey Kıbrıs’ta herkese eşit duran, tarafsız bir yapının inşa zamanı gelmiştir. Köklü bir reform mu yoksa alışılmış düzenin yeniden şekillenmesi mi? Bu kararı bugün hep birlikte vermeliyiz…









Seçim Tarihi
Siyasi Partiler
Aldıkları Oy %
Vekil Sayısı
Seçmen Sayısı
Seçime Katılım Oranı
20 Haziran 1976 KTFD Milletvekilliği
UBP
% 50.3
30
75.824
%74.3
TKP
% 20.2
6
CTP
% 12.8
2
HP
% 11.7
2
28 Haziran 1981 KTFD Milletvekilliği
UBP
% 42.5
18
84.721
% 88.6
TKP
% 28.5
13
CTP
% 15.1
6
DHP
% 8.1
2
TBP
% 5.5
1
23 Haziran 1985 KKTC Milletvekilliği
UBP
% 36.7
24
95.124
% 87.4
CTP
% 21.4
12
TKP
% 15.8
10
YDP
% 8.8
4
6 Mayıs 1990 KKTC Milletvekilliği
UBP
% 54.7
34
103.218
% 91.5
DMP
% 44.5
16
YKP
% 0.8
-
13 Ekim 1991
KKTC Milletvekilliği Ara Seçimleri
UBP
% 67
11
106.303
% 67.2
HDP
% 13.9
1
12 Aralık 1993 KKTC
Erken Genel Seçimleri
UBP
% 29.9
17
108.622
% 92.9
DP
% 29.2
15
CTP
% 24.2
13
TKP
% 13.3
5
6 Aralık 1998
KKTC
Milletvekilliği
UBP
% 40.4
24
122.574
% 86.6
DP
% 22.6
13
TKP
% 15.3
7
CTP
% 13.4
6
14 Aralık 2003
KKTC
Milletvekilliği
CTP
% 35.17
19
141.596
% 86
UBP
% 32.89
18
DP
% 12.92
7
BDH
% 13.2
6
20 Şubat 2005
KKTC
Milletvekilliği
CTP-BG
% 44.5
25
147.823
% 80.8
UBP
% 31.7
18
DP
% 13.5
6
BDH
% 5.8
1
19 Nisan 2009
KKTC
Erken Genel Seçimleri
UBP
% 43.97
26
161.373
% 81.7
CTP-BG
% 29.34
15
DP
% 10.64
5
TDP
% 6.87
2
ÖRP
% 6.2
2
28 Temmuz 2013 KKTC
Erken Genel Seçimleri
CTP-BG
% …..
…..


UBP
% …..
…..
DP-UG
% …..
…..
TDP
% .....
…..
BKP-TVG
% …..
…..

Dipnotlar
11985 UBP seçim bildirgesinden
21985 UBP seçim bildirgesinden